First day that I saw you, thought you were beautiful
But I couldnt talk to you, I watched you walk away
And it felt I spent all of that second day
Trying to figure out what it was that I should have said
Seni gördüğüm ilk gün, güzel olduğunu düşündüm
Ama seninle konuşamadım , yürüyüşünü seyrettim
Ve ikinci günün tamamen geçirmeyi sevdiğimi hissettirdi
Ben olması gerekenin ne olduğunu anlamaya çalışıyorum dedi
Third day, saw you again, introduced my friend
Said all the words I wanted to
On day fourfivesix, I dont know what you did
But all I could think about was you
Üçüncü gün,seni tekrar gördüm,arkadaşlarım tanıştırdı
İstediğim bütün kelimeleri söyledim
Günde dört ,beş , altı , ne yaptığını bilmiyorum
Ama bütün düşündüğüm sendin
Thought I couldnt want you more than I did before
But every day I love you a little bit more
Find myself asking, what are you waiting for?
cause every day I love you a little bit more
Seni daha önce istediğimden daha fazla istemedim
Ama hergün seni daha fazla seviyorum
Kendim soru buldum, ne için bekliyorsun
Çünkü hergün seni daha fazla seviyorum
Days, they turned into weeks
Thats how good this has been
Said I cant believe the way this first year has gone
Günler haftalara dönüştü
Bu ne ölçüde iyi
Bu ilk yılın gittiğine inanmıyorum dedi
Still, you catch me by surprise when I look in in your eyes
When you turnsay that you love me
Hala gözlerine baktığımda ,beni bir süprizle yakalıyorsun
Dödüğünde ve beni sevdiğini söylediğinde
Thought I couldnt want you more than I did before
But every day I love you a little bit more
Find myself asking, what are you waiting for?
cause every day I love you a little bit more
Seni daha önce istediğimden daha fazla istemedim
Ama hergün seni daha fazla seviyorum
Kendim soru buldum, ne için bekliyorsun
Çünkü hergün seni daha fazla seviyorum
(and more)
I love you more (and more)
I love you more (and more)
I love you more
(ve daha fazla)
Seni daha fazla seviyorum(ve daha fazla)
Seni daha fazla seviyorum(ve daha fazla)
Seni daha fazla seviyorum
Day one, I first laid my eyes on you
Day two, I cant help but think of you
Day three was the same as day two
Day four, I fell in love you
Gün bir, seni gözüme kestirdim
Gün iki, ben yardım edemem ama seni düşünüyorum
Gün üç, ikinci günle aynıydı
Dün dört, sana aşık oldum
Day five, you spent it with me
Sixth day, knocked me off my feet
Day seven, thats when I knew
Id spend the rest of my life with you
Gün beş, onu benimle harcadın
Altıncı gün, ayaklarım beni çaldı
Gün yedi, ben biliyordum ne olduğunu
Seninle hayatımın geri kalanını geçirmek istiyorum
Thought I couldnt want you more than I did before
But every day I love you a little bit more
Find myself asking, what are you waiting for?
cause every day I love you a little bit more
Seni daha önce istediğimden daha fazla istemedim
Ama hergün seni daha fazla seviyorum
Kendim soru buldum, ne için bekliyorsun
Çünkü hergün seni daha fazla seviyorum
Every day, knowing Im gonna see your face
And thats enough for me
I want you moremoremore every day
Her gün ,senin yüzünü görmeye gittiğimi biliyorum
Ve bu benim için yeterli değil
Daha fazlasını istiyorum ve daha fazla ve daha fazla hergün
(and more) Im gonna spend my life with you
(and more) every day, theres something new
(and more)love you moremoremore every day
(ve daha fazla)hayatımı seninle harcamaya gidiyorum
(ve daha fazla)her gün , yeni bir şeyler var
(ve daha fazla)seviyorum seni daha fazla ve daha fazla ve daha fazla her gün
(and more)
And I love you more (and more)
I love you more (and more)
I love you more
(ve daha fazla)
Ve seni daha fazla seviyorum(ve daha fazla)
Daha fazla seviyorum(ve daha fazla)
Daha fazla seviyorum