Woke up this morning blues around my head
-bu sabah başımın etrafında bluesla uyandım
No need to ask the reason why
-neden diye sormaya gerek yok
Went to the kitchen and lit a cigarette
-mutfağa gittim ve bir sigara yaktım
Blew my worries to the sky
-endişelerimi gökyüzüne üfledim.
I'm stepping out
-dışarı çıkıyorum
If it don't feel right you don't have to do it
-eğer iyi gelmiyorsa bunu yapmak zorunda değilsin
Just leave a message on the phone and tell them to screw it
-sadece telefona bir mesaj bırak ve onlara atmalarını söyle
After all is said and done you can't go pleasin' everyone
-herşey söylendikten ve yapıldıktan sonra kimseyi memnun etmeye gidemezsin
So screw it...
-öyleyse at gitsin
I'm stepping out
-dışarı çıkıyorum
Baby's sleeping the cats have all been blessed
-bebek uyuyor, kediler kutsandı
Ain't nothing doing on TV (summer repeats)
-TV'de yapılan bir şey yok (yaz tekrarları)
Put on my space suit I got to look my best
-uzay elbisemi giydim, en iyi şekilde görünmeliyim
I'm going outto the city
-şehrin dışına çıkıyorum
I'm stepping out
-dışarı çıkıyorum
I'm stepping out
-dışarı çıkıyorum
I'm stepping out, babe
-dışarı çıkıyorum, bebek
I'm stepping out (boogie)
-dışarı çıkıyorum (sıvış)
I'm stepping out (hold it down)
-dışarı çıkıyorum (yerinde tut)
I'm stepping out
-dışarı çıkıyorum
I'm stepping out
-dışarı çıkıyorum
Gotta gotta gotta gotta get out
Dışarı çıkmak zorundayım
I'm stepping out babe
-dışarı çıkıyorum bebek
Just awhile
-sadece bir süre
Ain't be out for days...
-günlerce dışarıda olmayacağım