[J] >  [Johnny Cash Şarkı Çevirileri] > The Mercy Seat Şarkı Çevirisi
Sponsored Links

Johnny Cash - The Mercy Seat

Eklendi:
Yeni Çeviri Eklemek İçin Tıklayın Çeviri Ekle      Hata DüzeltHata Düzelt
It all began when they took me from my home
And put me on Death Row,
a crime for which I am totally innocent, you know.

O vakitti tüm bunların başlangıcı, beni alıp da evimden
koyduklarında ölüm hücresine.
Bilirsin nasıldır; tamamıyla masum olduğum bir suçtan dolayı bunların hepsi.

I began to warm and chill
To objects and their fields,
A ragged cup, a twisted mop
The face of Jesus in my soup
Those sinister dinner deals
The meal trolley's wicked wheels
A hooked bone rising from my food
All things either good or ungood.

Etrafımdaki eşyalara ve mekanlara
bir ısınıp bir ürpermeye başladım.
Eski püskü bir bardak, bir paspas beli bükük,
İsa'nın sureti çorbamda beliren,
O uğursuz akşam yemeği pazarlıkları,
Yemek arabasının habis tekerlekleri,
Yükselen bir kemiktir yemeğimden,
Her şey bir iyi bir iyi değil

And the mercy seat is waiting
And I think my head is burning
And in a way I'm yearning
To be done with all this weighing of the truth.
An eye for an eye
And a tooth for a tooth
And anyway I told the truth
And I'm not afraid to die.

Ve rahmet koltuğu bekleyişte
Ve sanıyorum kafamdır yanan.
Ve bir anlamda hasretim;
Tamama ermesine, gerçeğin tüm bu ağırlığıyla aramdaki meselenin.
Ve göze göz
Ve dişe diş
Ve neyse ne, ben gerçeği söyledim!
Ve korkum yok ölümden.

I hear stories from the chamber
Christ was born into a manger
And like some ragged stranger
He died upon the cross
Might I say, it seems so fitting in its way
He was a carpenter by trade
Or at least that's what I'm told

Hikayeler geliyor kulağıma ölüm çemberinden
Bir yemliğe doğduydu Mesih
Ve öylesine dermansız yabancının biri gibi
Öldü çarmıha gerilip.
Ben söylesem olur mu, -O'nun- tüccarlıkta marangoz oluşu
ne büyük uyumdur.
Ya da en azından buydu bana söylenen.
My kill-hand's
tatooed E.V.I.L. across it's brother's fist
That filthy five! They did nothing to challenge or resist.

Ölümcül-elimdir
İ.B.L.İ.S diye dövmeli tam karşısında kardeşinin sıkılı yumruğunun.
O iğrenç beşli! Hiç bir şey yapmadı ne karşı koymak ne de direnmek için.

In Heaven His throne is made of gold
The ark of his Testament is stowed
A throne from which I'm told
All history does unfold.
It's made of wood and wire
And my body is on fire
And God is never far away.

Cennet katında, O'nun tahtı altındadır
Bekler istiflenmiş halde Ahdinin sandukası
Oradandır açılıp serpilişi, böyle söylediler bana,
tarihin tümünün.
Tahtadan ve telden yapılıdır o.
Ve alev içinde bedenim.
Ve Allah hiç bir zaman uzakta değil.

Into the mercy seat I climb
My head is shaved, my head is wired
And like a moth that tries
To enter the bright eye
I go shuffling out of life
Just to hide in death awhile
And anyway I never lied.

Rahmet koltuğudur şimdi tırmandığım,
Kafam tıraşlanmış, kafam bağlanmış tellere.
Ve nasıl bir güve denerse
O Parlayan Göz'ün içine doğru girmeyi
Ben de dolambaçlı yollardan giderim yaşamın dışına,
Yalnızca ölümden saklanmaya, bir süreliğine.
Ve neyse ne ben hiç yalan söylemedim!

And the mercy seat is waiting
And I think my head is burning
And in a way I'm yearning
To be done with all this weighing of the truth.
An eye for an eye
And a tooth for a tooth
And anyway I told the truth
And I'm not afraid to die

Ve rahmet koltuğu bekleyişte
Ve sanıyorum kafamdır yanan
Ve bir anlamda hasretim
Tamama ermesine, gerçeğin tüm bu ağırlığıyla aramdaki meselenin.
Ve göze göz
Ve dişe diş
Ve neyse ne gerçeği söyledim!
Ve korkum yoktur ölümden.
© 2003-2024 www.alternatifim.com/ Her Hakkı Saklıdır.