"Fairy Tales"
Peri Hikayeleri
You know the story
Hikayeleri bilirsin
You read the books
Kitapları okursun
Boy meets girl
Erkek kızla tanışır
Then they fall forever in love
Sonra onlar sonsuza kadar aşık olurlar
But I know better
Fakat ben daha iyi biliyorum
So here goes a tale
Boylece burada hikaye devam eder
Of the realest of the real
Gerçek için en çok gerçek olan
Listen
Dinle
Now once upon a time in a small world
Şimdi; evvel zaman içinde küçük bir dünyada
It was everything that I dreamed of
Ben rüya gördüm o her şeydi
He was my gem and I was his pearl
O benim için değerliydi ve ben onun incisiydim
Nothing could come between us
Hiçbir şey bizim aramıza giremezdi
A prince charming to call my own
Büyüleyici bir prens benim kalbimi çağırır
Until the day that he broke my heart
Onun benim kalbimi kırdığı güne kadar
And left me wonderin all alone
Ve beni tüm şaşkınlığımla yalnızlığa terk etti
Pickin my mind and soul apart
Aklımı ve ruhumu birbirinden ayrı yerlere ayırdı
Used to believe in love (I used to believe in love)
Önceden aşka inanmak(önceden aşka inanırdım)
Used to believe in fairy tales (In fairy tales)
Önceden perili hikayelere inanmak(perili hikayeler içinde)
Since my heart's been crushed (It's been crushed)
Kalbim kırılana kadar( O kırıldı)
I don't believe in much, I need help (No no no no no)
O kadar çok inanmıyorum,yardıma ihtiyacım var (hayır hayır hayır)
Don't know which way to turn
Hangi yola döneceğini bilmemek
Figure it out for myself
Kendim için onu çözmek
I've just started to learn (La da da dee, oh)
Ben henüz öğrenmeye başladım
There's no such thing as fairy tales
Perili hikayeler gibi öyle şey yok
Is a good story supposed to end
Bu sonu iyi bitmek zorunda olan bir hikaye mi?
Unhappily ever after
Ne yazık ki her zaman olmasına rağmen
Just as wonderful as it begins
Henüz bunun kadar mükemmel başlar
And carry on for a few chapters
Ve birkaç bölüm için devam eder
Baby how come each time I open up
Bebek her defasında nasıl meydana çıkarırım
I can't seem to get past page one
Eski bir sayfa gibi görünemem
I guess it's time for me to close up
Tahminimce zaman benim için bitiyor
And go back on the shelf because I'm done
Ve rafın üzerine geri dön çünkü ben bittim
Used to believe in love (I used to believe in love)
Önceden aşka inanmak(önceden aşka inanırdım)
Used to believe in fairy tales (In fairy tales)
Önceden perili hikayelere inanmak(perili hikayeler içinde)
Since my heart's been crushed (It's been crushed)
Kalbim kırılana kadar( O kırıldı)
I don't believe in much, I need help (No no no no no)
O kadar çok inanmıyorum,yardıma ihtiyacım var (hayır hayır hayır)
Don't know which way to turn
Hangi yola döneceğini bilmemek
Figure it out for myself
Kendim için onu çözmek
I've just started to learn (La da da dee, oh)
Ben henüz öğrenmeye başladım
There's no such thing as fairy tales
Perili hikayeler gibi öyle şey yok
Twinkle twinkle little star
Parla parla minik yıldız
Why do my dreams seem so far (Why they seem so far)
Neden benim düşlerim bu kadar uzak görünüyor?(neden onlar uzak gorunuyor)
Up above the world so high
Dünyada en yuksekte; yukarıda
Won't somebody tell me why (Can you help me)
Birisi bana neden olduğunu soylemeyecek mi?(Bana yardım eder misin?)
Can you help me out
Bana daha iyi yardım eder misin?
Can you tell me what love is all about
Bana aşkın ne olduğu hakkında herşeyi söyler misin?
Cause I never known it for myself (Don't believe in fairy tales)
Çünkü ben onu asla kendim için bilemiyorum(perili hikayelere inanmamak)
That's why I don't believe in fairy tales no more
Neden perili hikayelere bundan boyle inanamıyorum
Used to believe in love (No more)
Onceden aşka inanmak(artık yok)
Used to believe in fairy tales (I used to believe, I used to believe, I used to believe)
Perili hikayelere inanmak( önceden inanırdım)
Since my heart's been crushed
Kalbim kırılana kadar
I don't believe in much, I need help (I don't believe in much)
O kadar çok inanmıyorum,yardıma ihtiyacım var(o kadar çok inanmıyorum)
Don't know which way to turn
Hangi yola döneceğini bilmemek
Figure it out for myself (Oh no no no no no)
Kendim için onu çözmek( oh hayır hayır)
I've just started to learn (Just started to learn)
Ben henüz öğrenmeye başladım(henüz öğrenmeye başlamak)
There's no such thing as fairy tales (There's no such thing as fairy tales)
Perili hikayeler gibi öyle şey yok(Perili hikayeler gibi öyle şey yok)
Used to believe in love
Önceden aşka inanmak
Used to believe in fairy tales (La da da da)
Önceden perili hikayelere inanmak
Since my heart's been crushed
Kalbim kırılana kadar
I don't believe in much, I need help
O kadar çok inanmıyorum,yardıma ihtiyacım var
Don't know which way to turn (I don't know which way)
Hangi yola döneceğini bilmemek(hangi yol olduğunu bilemem)
Figure it out for myself
Kendim için onu çözmek
I've just started to learn
Ben henüz öğrenmeye başladım
There's no such thing as fairy tales
Perili hikayeler gibi öyle şey yok