The Fog
"You see, I'm all grown up now."
He said,
"Just put your feet down child,
'Cause you're all grown up now."
Just like a photograph,
I pick you up.
Just like a station on the radio,
I pick you up.
Just like a face in the crowd,
I pick you up.
Just like a feeling that you're sending out,
I pick it up.
But I can't let you go.
If I let you go,
You slip into the fog...
This love was big enough for the both of us.
This love of yours was big enough to be frightened of.
It's deep and dark, like the water was,
The day I learned to swim.
He said,
"Just put your feet down, child.
"Just put your feet down child,
The water is only waist high.
I'll let go of you gently,
Then you can swim to me."
Is this love big enough to watch over me?
Big enough to let go of me
Without hurting me,
Like the day I learned to swim?
"'Cause you're all grown up now.
Just put your feet down, child,
The water is only waist high.
I'll let go of you gently,
Then you can swim to me."
Try to align
Türkçe
Sis
'Bak, artık tamamen büyüdüm.”
Dedi ki,
'Ayağını yere bas, çocuk,
Çünkü artık tamamen büyüdün.”
Bir fotoğraf gibi,
Seni aldım.
Bir radyo istasyonu gibi,
Seni aldım.
Kalabalıktaki bir yüz gibi,
Seni aldım.
Gönderdiğin bir his gibi,
Seni aldım.
Ama gidemezsin.
Gitmene izin verirsem,
Siste kaybolursun.
Bu aşk ikimiz için yeteri kadar büyüktü.
Sizin bu aşkınız korkmuş olmak için yeteri kadar büyüktü.
Derin ve karanlık,
Yüzmeyi öğrendiğim günki su gibi.
Dedi ki,
'Ayağını yere bas, çocuk.”
'Ayağını yere bas, çocuk.
Su daima beline kadar.
Seni nazikçe bırakacağım,
Sonra bana yüzebilirsin.”
Bu aşk bana gözkulak olacak kadar büyük mü?
Beni bırakacak kadar büyük mü,
Beni kırmadan,
Yüzmeyi öğrendiğim ilk gün gibi?
'Çünkü sen artık tamamen büyüdün.
Ayağını yere bas, çocuk.
Su daima beline kadar.
Seni nazikçe bırakacağım,
Sonra bana yüzebilirsin.”