How can I think I'm standing strong,
Yet feel the air beneath my feet?
How can happiness feel so wrong?
How can misery feel so sweet?
How can you let me watch you sleep,
Then break my dreams the way you do?
How can I have got in so deep?
Why did I fall in love with you?
Güçlü durduğumu nasıl düşünebilirim
Havayı ayaklarımın altında hissederken
Mutluluk nasıl bu kadar yanlış gelebilir?
Perişanlık nasıl bu kadar tatlı gelebilir?
Seni uyurken izlememe izin verip de,
Rüyalarımı nasıl böyle bozabilirsin?
Nasıl bu kadar derine inebildim?
Neden sana aşık oldum?
This is the closest thing to crazy I have ever been
Feeling twenty-two, acting seventeen,
This is the nearest thing to crazy I have ever known,
I was never crazy on my own...
And now I know that there's a link between the two,
Being close to craziness and being close to you.
Bugüne kadar deli olmaya en yakın olduğum durum budur
Yirmi iki yaşında gibi hissetmek, on yedi yaşında gibi davranmak
Bugüne kadar deliliğe en yakın bildiğim şey budur
Hiç kendi başımayken deli olmamıştım,
Ve şu an biliyorum ki, şu iki şey arasında bir bağ var:
Deliliğe yakın olmak ve sana yakın olmak.
How can you make me fall apart
Then break my fall with loving lies?
It's so easy to break a heart;
It's so easy to close your eyes.
How can you treat me like a child
Yet like a child I yearn for you?
How can anyone feel so wild?
How can anyone feel so blue?
Nasıl beni parçalara ayırabiliyorsun
Sonra parçalanışımı sevimli yalanlarla durdurabiliyorsun?
Bir kalbi kırmak çok kolay,
Gözlerini kapatmak çok kolay.
Bana nasıl bir çocukmuşum gibi davranabiliyorsun
Ben sana bir çocuk gibi hasret duyarken?
Bir insan nasıl bu kadar yabani hissedebilir?
Bir insan nasıl bu kadar hüzünlü hissedebilir?