I woke up this morning with the sundown shining in
Bu sabah gün batımının parlamasıyla uyandım
I found my mind in a brown paper bag within
Aklımı içindeki kahverengi bir kağıt torbada buldum
I tripped on a cloud and fell-a eight miles high
Bir bulutun üzerinde takıldım ve sekiz mil yüksekliğe düştüm.
I tore my mind on a jagged sky
Aklımı pürüzlü bir gökyüzünde yırttı
I just dropped in to see what condition my condition was in
Durumumun hangi durumda olduğunu görmek için düştüm.
Yeah, yeah, oh-yeah, what condition my condition was in
Evet, evet, oh-evet, durumumun hangi koşulda olduğunu
I pushed my soul in a deep dark hole and then I followed it in
Ruhumu karanlık bir çukura ittim ve sonra onu takip ettim.
I watched myself crawling out as I was a-crawling in
İçeri girerken kendimi sürünerek izledim.
I got up so tight I couldn't unwind
Çok kalktım gevşeyemedim
I saw so much I broke my mind
Çok gördüm aklımı kırdım
I just dropped in to see what condition my condition was in
Durumumun hangi durumda olduğunu görmek için düştüm.
Yeah, yeah, oh-yeah, what condition my condition was in
Evet, evet, oh-evet, durumumun hangi koşulda olduğunu
Someone painted April Fool in big black letters on a Dead End sign
Birisi April Fool'u çıkmaz tabelada büyük siyah harflerle boyadı
I had…
Sahiptim…