[Pierre-Georges Smila]:
"Madame, Monsieur, bonsoir, voici les titres de l'actualité de ce lundi :
Bayanlar, baylar iyi akşamlar işte bu pazartesi gününün haber başlıkları :
Des questions après l'explosion de violence hier après-midi à travers le pays, que s'est-il réellement
Dün öğleden sonra ülkenin her yerinde patlak veren şiddet olaylarının ardından soruluyor : gerçekten
passé, qui sont ces milliers de militants qui se réclament d'un mouvement pour le vivant qui
Neler oldu ? Hayatı yavaşlatan ve bazen de durduran, yaşayanlar için bir hareket olmakla
ralentissent et parfois même bloquent l'activité dans la plupart des villes, trafic perturbé,
Övünen şu binlerce militan kim ? Şehirlerin bir çoğunda trafik felç oldu, geniş çaplı
manifestations massives, Gérard Dupain, spécialiste des questions insurrectionnelles et des
Gösteriler var. İsyanlarla ilgili sorunların ve yeni toplumsal hareketlerin uzmanı
nouveaux mouvements sociaux, interviendra dans ce journal et nous apportera un..."
Gerard Dupain bu haber bültenine katılacak ve bize nakledecek….
[Keny Arkana]:
Mesdames et messieurs, excusez pour la gêne
Bayanlar ve baylar sıkıntılı durum için (bizi) bağışlayın
Coupure momentanée de votre journal télé car notre voix est HS
Haber bülteniniz geçici bir süreliğine kesildi çünkü ses sistemimiz arıza yaptı
Besoin d'exprimer notre point de vue aux yeux du pays
Bakış açımızı ülkenin halkına ifade etmemiz gerek
Exprimer pourquoi on a clamé qu'il était urgent de désobéir
Neden itaatsizlik etmenin acil olduğunu haykırdığımızı ifade etmemiz gerek
Nous ne sommes pas vos ennemis, bien qu'ennemis du système
Biz, sistemin düşmanları olsak da sizin düşmanlarınız değiliz
Insurgés du règne mis en place par une bande de vipères
Bir grup engerek tarafından kurulan hükümdarlığın isyancılarıyız
Nous sommes de ceux qui se sont levés
Bizler, hayır demek için ayağa kalkanlarız
Pour dire non. Fils de la liberté on se doit d'œuvrer
Özgürlüğün oğullarıyız. Çalışmak zorundayız
Parce que leur monde pue la mort, que tout le vivant est wanted
Çünkü onların dünyası ölüm kokuyor,yaşayan herkes aranan bir suçlu
Qu'il ne reflète pas la grandeur que l'humanité porte en elle
Dünyaları,insanlığın kendi içinde taşıdığı büyüklüğü yansıtmıyor
Perdu dans sa quête, des regrets plein les doigts
Kendi arayışında kaybolmuş, avuç dolusu pişmanlıklar
Dites aux tortionnaires qu'on ne les laissera pas tuer notre étoile
Söyleyin işkencecilere, yıldızımızı söndürmelerine izin vermeyeceğiz
Le sang de l'égoïsme a rempli chaque page écrite
Bencilliğin kanı yazılan her sayfayı doldurdu
Le même qui pourra faire du destin collectif une tragédie!
Ortak kaderimizi bir trajediye çevirebilecek olan (da) aynı şey (yani kan)
[Pierre-Georges Smila]:
Veuillez nous excuser pour cet incident technique, il semblerait que nous ayons quelques problèmes...
Bu teknik aksaklık için lütfen bizi affedin, öyle görünüyor ki bazı sorunlarımız var
[Keny Arkana]:
Excuse les problèmes techniques. Faut dire qu'ils ne veulent pas qu'on vous cause
Teknik sorunları mazur görün. Sizinle konuşmamızı istemediklerini söylemek gerekiyor
Notre lutte est légitime face à une politique d'holocauste
Durumları değiştirmeyecek olan bir soykırım politikası karşısında
Qui ne changera pas les choses. Ils ont créé les règles telles quelles
Mücadelemiz meşrudur. Kuralları olduğu gibi koydular
Telle et telle guerre tirant profit du sang de Terre-Mère
Toprak ananın kanından faydalnan şu ya da bu savaş
Au pied du mur, presque pris au piège
Çaresiz bir halde, neredeyse tuzağa yakalanmış
Mesdames et messieurs, ne croyez pas que les gouvernements vous protègent
Bayanlar ve baylar, hükümetlerin sizi koruduğunu zannetmeyin
Ils se préparent le terreau hors-pair du plus grand génocide
Kendilerine, en büyük soykırımın benzeri olmayan verimli toprağını hazırlıyorlar
La famine dans les pays riches, répression, mais aussi
Zengin ülkelerde açlık,kısıtlama ve de
Des épidémies, peut-être pour qu'on ait peur de se rassembler
Salgın hastalıklara hazırlanıyorlar,belki bir araya gelmekten korkalım diye
Ou juste pour biznesser un tas de vaccins empoisonnés
Veya sadece bir yığın zehirli aşının ticaretini yapmak için
Peut-être avec une puce dedans, serait-ce pour de la surveillance ?
Belki (bizi) gözetlemek için içinde bir mikroçip olur muydu ?
Ou pour modifier nos états psychiques à l'aide de leurs fréquences
Ya da frekansları ile ruh hallerimizi değiştirmek için…
L'Occident construit des camps, l'Europe s'apprête à réinstaurer la peine de mort
Batı, kamplar inşa ediyor, Avrupa ölüm cezasını yeniden getirmeye hazırlanıyor
Spécialement pour les insurgés..
Özellikle isyancılar için…
[Yönetici Roucas]:
Oh! Qu'est-ce qu'y s'passe en régie?
Aaa ! rejide neler oluyor ?
[Teknisyen]:
Ça y est on est à l'antenne!
Tamam, yayındayız
[Yönetici Roucas]:
Mesdames et Messieurs, nous sommes selon toute vraisemblance victimes d'un piratage malveillant
Bayanlar ve baylar, görünüşe bakılırsa kötü niyetli bir sanal korsanlığın kurbanlarıyız
les services concernés mettent d'ors et déjà tout en œuvre pour tenter de...
Şu andan itibaren ilgili servisler çalışmak için faaliyete geçiyorlar
[Keny Arkana]:
Eh j'ai pas fini!!! Au nom de ceux qui ne veulent plus subir
Eh, sözümü bitirmedim. Artık katlanmak istemeyenler adına
La flamme au cœur, un idéal qui ne peut cautionner vos supplices
Kalplerde ateş, sıkıntılarınızı tasvip edemeyen bir ideal
L'espoir d'un nouveau souffle, la quête n'est pas terminée
Yeni bir nefesin umudu…arayış bitmedi
Humanité, chaque instant est propice, contient l'éternité
İnsanlık, her bir an elverişlidir, sonsuzluk içerir
Soldats de la paix, ainsi on s'interroge
Barışın askerleri, böylece kendimizi sorgularız
D'une machine qui assassine, bénis soient ceux qui s'interposent
Katliam yapan bir makineden başka şeyler yapanlar
Ceux qui construisent autre chose
Kutlu olsun (katliama) engel olanlar
Mesdames et messieurs veuillez ouvrir les yeux car le monde sera votre propre sort!
Bayanlar ve baylar, lütfen gözlerinizi açın çünkü dünya sizin kendi kaderiniz olacak
Les cœurs sont irradiés, coffres-forts barricadés
Kalpler sızlıyor, çelik kasalar kapalı
Tous fleurons du changement finissent sous les matraques des brigadiers!!
Değişimin bütün kıymetli şeyleri jandarma coplarının altında sona eriyor
Des flics armés au racisme colonial
Sömürgeci ırkçılıkla silahlanmış polisler
Des principes honorables écrasés car ça ne pense qu'au dolar
Değerli ilkeleri ayaklar altına alındı çünkü dolardan başka şey düşünmez
Zéro au moral à force de perdre nos villes
Şehirlerimizi kaybetmenin yüzünden moralimiz sıfır
Nourris aux films américains et à la bouffe de Tchernobyl
Amerikan filmleri ve Çernobil'in gıdalarıyla beslendik
Putain, on a dit non à la triche des vainqueurs
Lanet olsun ! Galip gelenlerin düzenbazlığına 'hayır” dedik
Redessine demain devient peuple. Société redevient peuple
Yarını yeniden tasarla, millet olur. Toplum yeniden millet olur
[Pierre-Georges Smila]:
Chers téléspectateurs, vous venez d'entendre une propagande terroriste, faite par des personnes
Sayın seyirciler, biraz önce sorumsuz kişilerce yapılan terör yanlısı bir propaganda dinlediniz
irresponsables, la police nous informe qu'il s'agit d'un groupuscule connu de leurs services et qu'elle...
Polis bize,yaptıklarıyla bilinen küçük bir grubun söz konusu olduğunu bildiriyor ve bu küçük grup…
[Keny Arkana]:
Mesdames et messieurs ne les écoutez pas
Bayanlar ve baylar, onları dinlemeyin
Pas de débats face aux dégâts
(Verilen) zararlar karşısında tartışma yapmıyoruz
Le mensonge sort de la bouche des médias
Yalanlar, medyanın ağzından çıkıyor
Ils veulent nous bâillonner. Aux tortionnaires distribuent des médailles
Bizi susturmak istiyorlar. İşkencecilere madalyalar dağıtıyorlar
Le pilier le plus fonctionnel du terrorisme d'État
Devlet terörünün en kullanışlı destekçisi
Coup d'éclat venu clamer à vous autres
Sizin hepinize gelip haykıran öfke patlaması
Voyez qu'on a plein de belles choses à construire
İnşa edecek bir sürü güzel şeylerimizin olduğunu
Et que personne viendra nous sauver
Ve kimsenin bizi kurtarmaya gelmeyeceğini görün
Tous sonnés, dehors. Seule la foi reste de l'or
Herkes sersemlemiş dışarıda,sadece inançtır altın değerinde olan
Êtes-vous d'accord que ce monde ne reflète pas le rêve de l'homme?
Bu dünyanın,insanın hayalini yansıtmadığı konusunda hemfikir misiniz ?
Révolution intérieure, dès lors qu'on comprends
Devrimin filizlenmesi için değişimi içimizde taşımamız
Qu'il faut porter le changement dedans pour qu'il puisse éclore
Gerektiğini anladığımız zaman içimizde devrim olacak
Urbain sera l'exode, que le verbe nous honore
Şehir,topluca kaçılan yer olacak,kutsal kitap bizi onurlandırsın
Car c'est les enfants de la terre contre les armées du veau d'or
Çünkü bunlar,altın buzağının* ordularına karşı yeryüzünün çocukları
Mesdames et messieurs nous sommes ces jeunes qu'on ghettoïse
Bayanlar ve baylar bizler gettolara hapsettikleri gençleriz
Rappelez-vous de nos paroles lorsqu'ils nous diront terroristes
Bize terörist diyecekleri zaman sözlerimizi hatırlayın
A l'antenne c'était Arka du clan des Wanted
Uzaklardaki bir vaadin yankısı gibi
Comme un écho d'une promesse lointaine
Aranan suçluların çetesinden Arkana yayındaydı
[Technicien]:
Dis qu'c'est des conneries!
Bunun bir saçmalık olduğunu söyle
[Pierre-Georges Smila]:
Mesdames et Messieurs, nous réitérons nos excuses après cet acte révoltant
Bayanlar ve baylar bu kışkırtıcı eylemin ardından tekrar özürlerimizi bildiriyoruz
Nous venons de récupérer définitivement l'antenne, nous insistons sur le fait que ce groupuscule étant
Kesin olarak yayının kontrolünü geri aldık, bu küçük grubun son derece tehlikeli olduğu konusunda
extrêmement dangereux, tout ce que vous venez d'entendre n'est naturellement que purs mensonges.
Israr ediyoruz. Az önce duyduğunuz her şey düpedüz yalanlardan ibarettir
*Altın buzağı : Hazreti Musa, bir süre kavminin başında olmadığı bir dönemde
yerine Hz. Harun'u vekil bırakmış ve bu sırada Samiri adında bir adam 'artık Musa yok,
yeni bir Tanrı bulmalıyız” diyerek altından bir buzağı yapmış ve Harun peygamberin
karşı çıkmasına rağmen, Hz.Musa'nın peygamberliğine iman ettikleri halde bazıları
bu buzağıya tapmışlar. Altın buzağı, ilk fırsatta inancından vazgeçip yoldan
sapmanın bir simgesi durumunda.
Çeviren : Ahmet KADI