Good Intent
iyi niyet
You heard the crickets of the early eve
akşam üzeri cırcır böceklerinin sesini duydun
They lurk around the opening in two's and three's
ikili üçlü halde deliğin etrafında gizleniyorlar
Clementine told you not to move with the breeze
mandalinalar sana rüzgarla hareket etmemeni söyledi
I'll take you down to places where we dare not speak
seni bahsetmeye bile çekindiğimiz yerlere götüreceğim
The red light in the doorway says she's armed
kapıdaki kırmızı ışık onun(kız) silahlı olduğunu belirtiyor
But boy go try your luck and you might get pass
ama oğlum git de şansını dene ve belki de geçme hakkını kazanırsın
Step into the dwelling of the liger's mouth
kapaslanın ağzındaki yere bir giriş yap
Peer into the panic for a kick and swell
heyecan ve hayret için o panik duygusuna kapılıyor
You know you shouldn't be there but it's way past bed
orada olmaman gerektiğini biliyorsun fakat artık olan olmuş
There's comfort in the fingers of your good intent
parmaklarının ucunda iyi niyetinin rahatlığı var
You know you shouldn't be there but your money's all spent
orada olmaman gerektiğini biliyorsun fakat tüm paranı harcadın
You've got your reputation and your good intent
ünvanın ve iyi niyetinin olmasına güveniyorsun
Your good intent
iyi niyetin
Out to feed that habit when you've sowed that seed
yaptığının bedelini ödemeye çalışırken o alışkanlığını doyurmaya çalışıyorsun
Nothing made you feel out of the ordinary
hiçbirşey seni sıradanlığın dışında hissettiremedi
But the air turns sombre and the night took heed
fakat hava kasvetli olmaya başlıyor ve gece dikkati ele aldı
Took you on a waltz of hypocrisyseni
ikiyüzlülük valsine götürdü
She broke your bones, now you're lying in the dirt.
(kız) kemiklerini kırdı ve şimdi pisliğinin içinde yatıyorsun
The shadow of a hunter under your torture
senin maruz kaldığın eziyette bir avcının sadece gölgesi var
It's not enough to say, it's not what's in your heart
sözler yetmiyor, yüreğindeki bu değil çünkü
You've tainted every moment till death do we part
ölüm bizi ayırana dek her an eridin
I know you didn't mean it, boy you meant so well
biliyorum bunu kastetmedin, oğlum iyi niyetli olmana rağmen
The pennies are cascading down your wishing well
tüm kuruşlar dilek kuyuna dökülüyor
I know you didn't mean it when you counted to ten
10a kadar sayarken biliyorum bunu kastetmedin
You're slipping through the fingers of your good intent
ünvanın ve iyi niyetinin olmasına güveniyorsun
Such a good intent
hem de ne iyi niyet
It's not enough to hope for the best
en iyisinin olmasını dilemek yeterli değil
It's not enough to lie there on a breast
göğsünde uzanıyor olmak yeterli değil
The liger's on the prowl now you've pulled its strings
kapaslan fırsat kolluyor ve sen de iplerini saldın
One false move and soon you're playing dice for a-
bir yanlış hamle ve sen zar oyunu oynuyorsun sırf...
(