Cherry, cherry, boom, boom, ga, ga
Cherry, cherry, boom, boom, ga, ga
Boy, we've had a real good time
Oğlum, gerçekten iyi zaman geçirdik
And I wish you the best on your way
Ve keşke yolunda en iyisi olsaydın
I didn't mean to hurt you
Seni incitmeyi kastetmedim
I never thought we'd fall out of place
Asla bu yerde olduğumuzu düşünmedim
I had something that I love long, long
Uzun süredir aşık olduğum bir şeye sahibim
But my friends keepa' tellin' me
Ama arkadaşlarım söylemeye devam ettiler
That some thing's wrong
Bir şeylerin yanlış olduğunu
Then I met someone
Ondan sonra birisiyle tanıştım
And eh, there's nothing else I can say
Ve eh, söyleyebileceğim başka bir şey yok
There's nothing else I can say
Söyleyebileceğim başka bir şey yok
I wish he never looked at me that way
Keşke bana asla bu şekilde bakmasaydı
There's nothing else I can say
Söyleyebileceğim başka bir şey yok
Not that I don't care about you
Bu seni önemsemediğim anlamında değil
Just that things got so complique
Yalnızca bu şeyler çok karmakarışık hale geldi
I met somebody cute and bonny
Sevimli ve hoş birisiyle tanıştım
Got each other and that's funny
Birbirimize sahip olduk ve bu komik
I had something that I love long, long
Uzun süredir aşık olduğum bir şeye sahibim
But my friends keepa' tellin' me
Ama arkadaşlarım söylemeye devam ettiler
That something's wrong
Bir şeylerin yanlış olduğunu
Then I met someone
Ondan sonra birisiyle tanıştım
And eh, there's nothing else I can say
Ve eh, söyleyebileceğim başka bir şey yok
There's nothing else I can say
Söyleyebileceğim başka bir şey yok
I wish he never looked at me that way
Keşke bana asla bu şekilde bakmasaydı
There's nothing else I can say
Söyleyebileceğim başka bir şey yok
I had something that I love long, long
Uzun süredir aşık olduğum bir şeye sahibim
But my friends keepa' tellin' me
Ama arkadaşlarım söylemeye devam ettiler
That some thing's wrong
Bir şeylerin yanlış olduğunu
Then I met someone
Ondan sonra birisiyle tanıştım
And eh, there's nothing else I can say
Ve eh, söyleyebileceğim başka bir şey yok
There's nothing else I can say
Söyleyebileceğim başka bir şey yok
Wish you never looked at me that way
Keşke bana asla bu şekilde bakmasaydın
There's nothing else I can say
Söyleyebileceğim başka bir şey yok
Wish you never looked at me that way
Keşke bana asla bu şekilde bakmasaydın
There's nothing else I can say
Söyleyebileceğim başka bir şey yok
Cherry, cherry, boom, boom
Cherry, cherry, boom, boom
All I can say is eh, eh
Tüm söyleyebileceğim eh, eh?