I'm not bad I just sound that way!
kötü değilim sadece böyle izlenim bırakıyorum!
All the girls, they like their presents
tüm kızlar, hediyelerini beğenir
Like their presents
hediyelerini beğenir
When boys wrap 'em up in ribbons, ribbons, ribbons!
Erkekler onları kurdeleyle paketlediğinde, kurdele, kurdele!
Doesn't matter if they're precious or expensive
Eğer onlar değerliyse veya pahalıysa bu önemli değil
If they're well thought out, sexed up, wrapped right
Eğer iyi düşünülmüşlerse(hediyeler), seks yapın, sarıp sarmalayın
Everytime, get in line, & give me mine
Çizgiyi her geçtiğinde bana benimkini ver
We like black, white, big, striped, polka-dotted
Siyah severiz, beyaz, büyük, çizgili, benekli
Presents come in many sizes -- wrap 'em up in ribbons!
Hediyeler farklı büyüklüklerde gelir -- onları kurdeleyle paketle!
Wrap
paketle
Them presents up in ribbons
onlar kurdeleli hediyeler aldı
Wrap them presents up
onların hediyelerini paketleyin
In ribbons!
kurdeleyle!
Wrap them presents up
onların hediyelerini paketleyin
In ribbons!
kurdeleyle!
Wrap them presents up
onların hediyelerini paketleyin
In ribbons!
kurdeleyle!
I'm not a Hallmark
Ben bir kalite işareti değilim
Need material attention
dikkatli materyallere ihtiyacım var
Wrapped in ribbons, Richard Simmons, silly ribbons,
kurdeleyle paketlenmiş, Richard simmons, aptal kurdeleler,
ribbons!
kurdeleler!
If you can't afford the best
eğer en iyisine paran yetmiyorsa
Don't be stressed, take a rest
stres yapma, biraz dinlen
Get a job, do it right
bir iş bul, bunu doğru yap
It's my birthday all night
doğum günüm tüm gece boyunca
We like black, white, big, striped, polka-dotted
Siyah severiz, beyaz, büyük, çizgili, benekli
Presents come in many sizes -- wrap 'em up in ribbons!
Hediyeler farklı büyüklüklerde gelir -- onları kurdeleyle paketle!
Wrap them presents up
onların hediyelerini paketleyin
In ribbons!
kurdeleyle!
Wrap them presents up
onların hediyelerini paketleyin
In ribbons!
kurdeleyle!
Wrap them presents up
onların hediyelerini paketleyin
In ribbons!
kurdeleyle!
Only difference between downtown and uptown
Şehir merkezi ve şehir dışı arasındaki tek fark
Not lying when I say this
bunu söylerken yalan söylemiyorum
There's a price to being famous
ünlü olmanın bir bedeli var
It's not complicated
bu karışık değil