In the first days of the spring time
İlkbaharın ilk günlerinde
made you up and split from one thousand enemies
kendinle barış ve binlerce düşmandan ayrıl
made a trail of, of a thousand tears
binlerce gözyaşından bir iz bırak
made you a prisoner inside your own secrecy
kendini gizliliğine tutsak et
There's a ghost in me
İçimde bir hayalet var
who wants to say "I'm sorry"
"Üzgünüm" demek isteyen
Doesn't mean I'm sorry
Bu üzgün olduğum anlamına gelmiyor
At the first hour of the springtime
İlkbaharımızın ilk saatinde
made you up and split from one thousand enemies
kendinle barış ve binlerce düşmandan ayrıl
now I see you from the corner
şimdi seni köşede görüyorum
clock strikes
saat çalıyor
and I know you will be drinking alone
ve yalnız içeceğini biliyorum
There's a ghost in me
İçimde bir hayalet var
who wants to say "I'm sorry"
"Üzgünüm" demek isteyen
Doesn't mean I'm sorry
Bu üzgün olduğum anlamına gelmiyor