I still dream of the mountains, where I used to be a king
King of all the outer realms, how I wish to return...
Eskiden kralı olduğum dağları hala özlüyorum,
Tekrar harici krallıkların kralı olmayı diliyorum...
"Welcome back, my son, I have waited for a long time
Waited for the king to return, I have something to show you
Upon the highest mountain, way up by the horizon
Lies an ancient path, the path of the gods..."
"tekrar hoşgeldin oğul,seni uzun zamandır bekliyordum;
Geri dönecek kralı bekliyordum.
Sana göstermem gereken bir şey var;
En yüksek dağın zirvesinde,ufukların üstünde,
Bir patika vardır,Tanrıların patikası."
I've climbed the mountains high
And walked among the clouds
I've reached the outer realms
Seen past the fields of wildgrown flowers
En yüksek dağın zirvesine tırmandım,
ve bulutların arasında yürüdüm.
Harici krallıklara ulaştım.
Yabani çiçeklerin açtığı eski tarlaları gördüm.
"Seek the opening of sanguine painted clouds
Carried gently upon caressing winds
There by the boundaries of seldom broken lines
Lies the way..."
"Kan kırmızısı bulutlara açılan yeri ara,
Sevecen rüzgarın nazikçe getirdiği bulutları.
Nadir görülen kırılan çizgilerin olduğu sınırda,
bir yol uzanır..."
These sanguine clouds I saw
Appear the heaven's shore
Swept by the woken wind
Stray in the garden of tranquillity
O kırmızı bulutları görmüştüm;
Cennetin kıyısında beliren,
Uyandırıcı rüzgarla süprülen,
Huzurun bahçesinde dolanan.
"See through the many eyes of the dragonfly
Hear the flowers bloom in early spring
And see the lines of life untouched by time
Upon the way..."
"Yusufçukların gözlerinden gör,
İlkbaharın başlarında açan çiçekleri duy,
Ve Zamanın dokunmadığı hayatları gör,
yukarılarda..."
All the stars are yours to hold
in your hands
All the stars are yours to share
with those there
Tüm yıldızlar sana sadık,
avucunun içinde.
Tüm yıldızlar paylaşmana açık,
oradakilerle.
Faerie choirs sing
And gently flap their wings
And by this creek so small
Gathered slowly, drinking unicorns
Peri korosu ezgilerini söyler,
Ve nazikçe çırparlar kanatlarını.
Ve bu küçük dereden
Tek boynuzlu atlar toplanır,içerler.
"Stray piligrim, god to be
Stray wanderer, all these realms belong to thee"
"Yola çık yolcu,Tanrı olmak için
Yola çık gezgin,tüm bu krallıklar sana aittir"
Small creatures coming near
Then turn to disappear
All while the faeries sing
Ode to waters, ode to the winds
Küçük yaratıklar yaklaşıyor
Ardından yok oluyorlar
Periler ezgilerini söylüyorlar
Suya yazılmış ezgiler,rüzgara yazılmış ezgiler
"Stray piligrim, god to be
Stray wanderer, all these realms belong to thee"
"Yola çık yolcu,Tanrı olmak için
Yola çık gezgin,tüm bu krallıklar sana aittir"
The path of the gods...
Tanrıların Patikası