He walked down a busy street
Kalabalık caddeden aşağı yürüdü
Staring solely at his feet
Yüzünü yerden kaldırmadan
Clutching pictures of past lovers at his side
Eski aşklarının rahat bırakmayan resimleriyle
Stood at the table where she sat
Onun oturduğu masada durdu
And removed his hat
Şapkasını çıkardı
In respect of her presence
Onun huzurunda
Presents her with the pictures and says
Resimleri gösterdi ve dedi ki
These are just ghosts that broke my heart before I met you.
Bunlar seninle tanışmadan önce kalbimi kıranların hayaletleri
These are just ghosts that broke my heart before I met you
Bunlar seninle tanışmadan önce kalbimi kıranların hayaletleri
Opened up his little heart
Küçücük kalbini açtı
Unlocked the lock that kept it dark
Onu karanlıkta tutan kilidi açtı
And read a written warning
Ve yazılı bir uyarıyı okudu
Saying Im still mourning
Hala acı çektiğini yazan
Over ghosts
Hayaletler yüzünden
Over ghosts
Hayaletler yüzünden
Over ghosts
Hayaletler yüzünden
Over ghosts that broke my heart before I met you
Seninle tanışmadan önce kalbimi kıran hayaletler yüzünden
Lover, please do not
Sevgilim, lütfen yapma
Fall to your knees
Diz çökme
Its not
Bu değil
Like I believe in
Benim inandığım
Everlasting love
Sonsuza dek süren aşk
He'd went crazy at nineteen
Ondokuzunda aklını kaybetti
Said he'd lost all his self esteem
Tüm özgüveninin yıkıldığını söyledi
And couldnt understand why he was cry, cry, crying, cryyiiing...
Ve anlamadı neden ağladığını, ağladığını...
He would stare at empty chairs
Boş sandalyelere baktı
Think of the ghosts who once sat there
Daha önce orada oturan hayaletleri düşündü
The ghosts that broke his heart.
Kalbini kıran hayaletleri
Oh the ghosts that broke my heart
Kalbimi kıran hayaletleri
The ghosts that broke his heart
Kalbini kıran hayaletleri
Oh the ghosts that broke my heart
Benim kalbimi kıranları
The ghosts the ghosts the ghosts the ghosts the ghosts the ghosts
O hayaletleri, hayaletleri, hayaletleri, onları
The ghosts that broke my heart before I met you
Seni tanımadan önce kalbimi kıran hayaletleri
Lover, please do not
Sevgilim, lütfen yapma
Fall to your knees
Diz çökme
Its not
Bu değil
Like I believe in
Benim inandığım
Everlasting love
Sonsuza dek süren aşk
He says I'm so lost,
Diyor ki "Tamamen kayboldum"
Not at all well
Hiç iyi değil
Ooooooooooohhh x2
Do as done and there is nothing left to be
Olduğu gibi bırak, kalmadı geriye
Turned out. I'd been following him and he'd been following me
Yapılacak bir şey. Ben onu takip ediyordum o da beni
Do as done after it was over
Olduğu gibi bırak, bitti nasılsa
We were just two lovers crying on each others shoulder
Biz sadece birbirinin omuzlarında ağlayan iki sevgiliydik
Lover, please do not
Sevgilim, lütfen yapma
Fall to your knees
Diz çökme
Its not
Bu değil
Like I believe in
Benim inandığım
Everlasting love
Sonsuza dek süren aşk