It wasn't even morning when they told us we should go
Sabah bile olmamıştı, gitmemiz gerektiğini söylediklerinde
And as I turned to you, you smiled at me, how could we say no?
Ve sana döndüğüm gibi bana gülümsedin, nasıl hayır diyebilirdik?
With all the fun to have, to live the dreams we always had
Geçireceğimiz bütün eğlenceyle, her zaman olan hayallerimizle yaşamak için
With all the songs to sing, when we at last return again
Söylenecek bütün şarkılarla, yeniden geri döndüğümüzde
Sending off a glancing kiss, to those who claim they know
Parıltılı bir öpücük göndererek, tanıdıkları isteyenlere
Below the streets that steam and hiss, the devil's in his hole
Sokakların aşağısında buhar ve tıslamayla, şeytan deliğinde
Oh to sail away, To sandy lands and other days
Oh denize açılmak için, kumlu yerler ve başka günler
Oh to trust the dream, Hides inside and never seen.
Oh hayala güvenmek için, içeride saklanıyor ve hiç görünmüyor
Into the sun the south the north, at last the birds have flown
Güneşe, güneye, kuzeye doğru, sonunda kuşlar uçtu
The shackles of commitment fell, in pieces on the ground
İnsafsız sözlerin engelleri, yerde parçalar halinde
Oh to ride the wind, To tread the air above the din
Oh rüzgarla sürmek için, gürültünün üstünden havada yürümek için
Oh to laugh aloud, With dancing eyes we caught the crowds, yeah
Oh yüksek sesle gülmek için, dans eden gözlerle kalabalıkları yakaladık, evet
To seek the man whose pointing hand, The giant step unfolds
Elini gösteren adamı aramak için, büyük basamak açılır
To guide us from the curving path, That churns up into stone
Eğme patikadan bizi yönlendirmek için, taşa doğru çalkalanır
If one bell should ring, in celebration for a king
Bir zil çalsaydı, bir kral için kutlamada
So fast the heart should beat, As proud the head with heavy feet, yeah
Çok hızlıca kalp atmalı, ağır ayaklarla kafayla gurur duymak gibi
Days went by when you and I, bathed in eternal summers glow
Sen ve benken günler geçti, sonsuz güneşlerin kızıllığında yıkanıldı
As far away and distant, Our mutual child did grow
Uzaklarda ve mesafe gibi, ortak çocuğumuz büyüdü
Oh the sweet refrain, Soothes the soul and calms the pain
Oh tatlı nakarat, ruhu yatıştırır ve acıyı dindirir
Oh Albion remains, sleeping now to rise again
Oh Albion duruyor, tekrar yükselmek için uyuyor
Wandering and wanderings, What place to rest the search
Sayıklama ve sayıklamalar, arayışa ara vermek için yer
The mighty arms of Atlas, Hold the heavens from the earth
Atlas'ın güçlü kolları, dünyadan cennetleri tutuyor
Oh The mighty arms of Atlas,
Oh Atlas'ın güçlü kolları
Hold the heavens from the earth
Dünyadan cennetleri tutuyor
From the earth... Earth'
Dünyadan...Dünya...
I know the way, know the way, know the way, know the way
Yolu biliyorum, biliyorum yolu, biliyorum yolu
I know the way, know the way, know the way, know the way
Yolu biliyorum, biliyorum yolu, biliyorum yolu
Oh the mighty arms of Atlas Hold the heavens from the earth.
Atlas'ın güçlü kolları, dünyadan cennetleri tutuyor
From the earth.
Dünyadan.