Trying hard to fight these tears
(Bu göz yaşlarıyla savaşmak için çok çalışıyorum)
Im crazy worried
(Delicesine endişeliyim)
Messing with my head this fear
(Bu korku kafamla oynuyor)
Im so sorry
(Çok üzgünüm)
You know you gotta get it out
(Onu def etmen gerektiğini biliyorsun)
I cant take it
(Buna dayanamıyorum)
Thats what being friends about
(Bu arkadaş olmakla alakalı)
I, I want to cry
(Ben, ben ağlamak istiyorum)
I cant deny
(İnkâr edemiyorum)
Tonight I wanna uphideget inside
(Bu gece yükselmek, saklanmak ve içeriye girmek istiyorum)
It isnt right
(Bu doğru değil)
I gotta live in my life
(Kendi hayatımda yaşamalıyım)
I know I, I know I
(Biliyorum, biliyorum)
I know I gotta do it
(Biliyorum bunu yapmalıyım)
I know I, I know I
(Biliyorum, biliyorum)
I know I gotta do it
(Biliyorum bunu yapmalıyım)
Gotta turn the world into your dance floor
(Dünya senin dans pistinde dönmeli)
Determinate, determinate
(Belirli, belirli)
Push until you cantthen demand more
(Yapamayana kadar bastır, ve sonra daha fazla talep et)
Determinate, determinate
(Belirli, belirli)
Youme together, we can make it better
(Sen ve ben birlikte bunu daha iyi hale getirebiliriz)
Gotta turn the world into your dance floor
(Dünya senin dans pistinde dönmeli)
Determinate, determinate
(Belirli, belirli)
Hate to feel this waywaste a day
(Bu şekilde hissetmekten ve günü boşa harcamaktan nefret ediyorum)
I gotta get myself on stage
(Kendimi sahnede göstermeliyim)
I shouldnt wait or be afraid
(Beklememeliyim veya korkmamalıyım)
The chips will fall they may
(Kozlar olabilecekleri yere düşerler)
I know I, I know I
(Biliyorum, biliyorum)
I know I gotta do it
(Biliyorum bunu yapmalıyım)
I know I, I know I
(Biliyorum, biliyorum)
I know I gotta do it
(Biliyorum bunu yapmalıyım)
Gotta turn the world into your dance floor
(Dünya senin dans pistinde dönmeli)
Determinate, determinate
(Belirli, belirli)
Push until you cantthen demand more
(Yapamayana kadar bastır, ve sonra daha fazla talep et)
Determinate, determinate
(Belirli, belirli)
Its WenIm heaven-sent
(Benim adım Wen ve ben imdadınıza yetişirim)
Use it a veteran
(Emektar gibi kullanırım)
Renegade, lemonade, music is my medicine
(Mürted, limonata, müzik benim ilacım)
Go aheadtry to name a band we aint better than
(Durma bir gruba ad vermeyi dene bundan daha iyi olamaz)
Reason why the whole worlds picking us instead of them
(Tüm dünyanın onların yerine bizi seçmelerinin nedeni bu)
People need a breather cause theyre feeling that adrenaline
(İnsanların bir havalandırmaya ihtiyacı var çünkü onlar adrenalini hissediyorlar)
Stop Now hurry uplet us in. Knock
(Durun Şimdi acele edin ve bizi içeri alın tak tak)
Cause were coming to your house (and)
(Çünkü sizin evinize geliyoruz)
People keep on smiling the lemons in their mouths
(İnsanlar limonlar onların ağzındaymış gibi gülümsüyorlar)
Im the real deal, you know how I feel
(Ben gerçek anlaşmayım, nasıl hissettiğimi biliyorsunuz)
While theyre in it for the mill
(Onlar değirmen için burada olduklarında)
Im just in it for the thrill
(Bense heyecan için orada olacağım)
Get down now I aint playin around
(Bunları bir kenara yaz ben buralarda oynamıyorum)
Put your feet up on the ground
(Ayaklarını zeminde tut)
And just make that sound "What?"
(Ve sesi "Ne??" der gibi çıkar)
Gotta turn the world into your dance floor
(Dünya senin dans pistinde dönmeli)
Determinate, determinate
(Belirli, belirli)
Push until you cantthen demand more
(Yapamayana kadar bastır, ve sonra daha fazla talep et)
Determinate, determinate
(Belirli, belirli)
Youme together, we can make it better
(Sen ve ben birlikte bunu daha iyi hale getirebiliriz)
Gotta turn the world into your dance floor
(Dünya senin dans pistinde dönmeli)
Determinate, determinate
(Belirli, belirli)