La Lettre
Ton ombre est là, sur ma table,
et je ne saurais te dire
comment le soleil factice des lampes s'en arrange
Je sais que tu es là
et que tu ne m'as jamais quitté jamais
Je t'ai dans moi, au profond, dans le sang,
et tu cours dans mes veines
Tu passes dans mon coeur
et tu te purifies dans mes poumons
Je t'ai
Je te bois, je te vis, je t'envulve et c'est bien
Je t'apporte ce soir mon enfant de longtemps,
celui que je me suis fait,
tout seul, qui me ressemble,
qui te ressemble, qui sort de ton ventre,
de ton ventre qui est dans ma tête
Tu es la soeur, la fille, la compagne
et la poule de ce dieu tout brûlant qui éclaire nos nuits
depuis que nous faisons nos nuits
Je t'aime
Il me semble qu'on m'a tiré de toi et qu'on t'a sortie de moi
Quand tu parles je m'enchante
Quand je chante je te parle
Nous venons d'ailleurs, tous les deux. personne ne le sait.
Quand je mourrai tu ne pourras plus vivre que dans l'alarme
Tu n'auras plus un moment à toi
Tu seras mienne, par-delà ce chemin qui nous séparera
Et je t'appellerai
Et tu viendras
Si tu mourrais, tu m'appellerais
Je suis la vie pour toi, et la peine, et la joie, et la mort
Je meurs dans toi,
et nos morts rassemblées feront une nouvelle vie,
Unique, comme si deux étoiles se rencontraient,
comme si elles devaient le faire de toute éternité,
comme si elles se collaient pour jouir à jamais
Ce que tu fais, c'est bien, puisque tu m'aimes
Ce que je fais, c'est bien, puisque je t'aime
A ce jour, à cette heure, à toujours, mon amour
Mektup
Gölgen orada, masamın üzerinde,
Ve sana ampüllerin yapay bir güneşe nasıl dönüştüğünü anlatmayı beceremeyeceğim
Biliyorum ki oradasın ve beni asla terk etmedin, asla
Içimde sahibim sana, derinlerde, kanımda, ve sen benim damarlarımda koşuyorsun
Kalbimden geçiyor ve ciğerlerimde temizleniyorsun
Benimsin, içiyorum seni, görüyorum, taçlanıyorsun ve bu güzel
Bu akşam sana getiriyorum kaç zamanlık çocuğumu,
Ben olanı, yapayalnız, bana benzeyeni, sana benzeyeni,
Senin karnından çıkanı, benim kafamda olan karnından
Sen kız kardeşsin, kız çocugu, eş
Ve kendi gecelerimizi var ettiğimizden beridir
Gecelerimizi aydınlatan bu parlak tanrının dişi kuşusun
Seni seviyorum, seni seviyorum
Sanırım seni içime birisi yerleştirdi, ve geri çıkardı
Sen konuşurken mutlu olurum,
Ben şarkı söylerken sana konuşurum
Başka yerlerden geliyoruz, her ikimiz de.
Kimsecikler bilmez orayı.
Öleceğim zaman bir alarmdan baska bir şey yaşamayacaksın
Kendine ait bir an'dan başka bir şeyin olmayacak
Benim olacaksın, öbür tarafın bizi ayiracak olan yolundan
Sesleneceğim sana
Ve sen geleceksin
Beni çağıracaksın, eğer sen ölürsen
Ben sana adanan şehirim, ve acı , ve keyif, ve ölüm
Senin içinde ölüyorum, ve benzeşen ölümlerimiz yeni bir hayat yaratacak,
Karşılaşan şu iki yıldız kadar benzersiz,
Bütün sonsuzluğu yaratmak zorunda olan,
Asla keyif almamak için birleşen,
Yaptığın şey güzel, çünkü beni seviyorsun
Yaptığım şey güzel, çünkü seni seviyorum
Şu gün, şu saatte, daima, aşkım, aşkım