It's true that all the men you knew were dealers
Tanıdığın bütün erkeklerin krupiye oldukları doğru
who said they were through with dealing
işten elini eteğini çektiklerini kim söyledi
Every time you gave them shelter
Onları her zaman korudun
I know that kind of man
Bu tür adamları tanırım
It's hard to hold the hand of anyone
Tam teslim olmak için hedefini yükselten
who is reaching for the sky just to surrender.
Birisinin elini tutmak zordur
And then sweeping up the jokers that he left behind
Ve sonra arkasında bıraktığı jokerleri süpürürken
you find he did not leave you very much
sana çok fazla birşey bırakmadığını keşfedersin
not even laughter
bir gülme bile yok
Like any dealer he was watching for the card
Herhangi bir krupiye gibi oyun kartlarını gözlüyordu
that is so high and wild
Kartlar as ve joker
he'll never need to deal another
Başka bir kart çekmesine hiç gerek olmayacak
He was just some Joseph looking for a manger
O,sadece yuva arayan bir Yusuf'tu
He was just some Joseph looking for a manger.
O,sadece yuva arayan bir Yusuf'tu
And then leaning on your window sill
Ve sonra pencerenin pervazına yaslanarak
he'll say one day you caused his will
Bir gün aşkınla,sıcaklığınla ve korumanla
to weaken with your love and warmth and shelter
Onun arzusunu zayıflattığını söyleyecek
And then taking from his wallet
Ve sonra cüzdanından eski bir
an old schedule of trains, he'll say
Tren tarifesi alarak diyecek ki :
I told you when I came I was a stranger
Geldiğimde sana bir yabancı olduğumu söyledim
I told you when I came I was a stranger.
Geldiğimde sana bir yabancı olduğumu söyledim
But now another stranger seems to want you to ignore his dreams
Ama şimdi başka bir yabancı,hayallerini göz ardı etmeni istiyor gibi
as though they were the burden of some other
Sanki onlar başkalarının yüküymüş gibi
O you've seen that man before
Oo,sen bu adamı daha önce gördün
his golden arm dispatching cards
Onun altın kolu kartları dağıtıyor
but now it's rusted from the elbow to the finger
Ama şimdi dirsekten parmağa kadar paslanmış
And he wants to trade the game he plays for shelter
Ve şimdi oynadığı oyunu ev ile takas etmek istiyor
Yes he wants to trade the game he knows for shelter.
Evet bildiği oyunu ev ile takas etmek istiyor
You hate to watch another tired man
Başka bir yorgun adamı izlemekten nefret edersin
lay down his hand
pokerin kutsal oyununu
like he was giving up the holy game of poker
terk edermiş gibi elini bırakır
And while he talks his dreams to sleep
Ve uyumak için rüyalarını anlatırken
you notice there's a highway
omzunun üstündeki duman gibi
that is curling up like smoke above his shoulder
Kıvrılan bir otoyol olduğunu fark edersin
It's curling up like smoke above his shoulder.
Otoyol, omzunun üstündeki duman gibi kıvrılıyor
You tell him to come in sit down
Ona,'içeri gel,otur' diyorsun
but something makes you turn around
Ama bir şey seni geri döndürüyor
The door is open you can't close your shelter
Kapı açık,evini kapatamıyorsun
You try the handle of the road
Yolun kolunu(tutmayı) deniyorsun *
It opens do not be afraid
Yol açılır,korkma
It's you my love, you who are the stranger
Benim aşkım sensin,yabancı olan sensin
It is you my love, you who are the stranger.
Benim aşkım sensin,yabancı olan sensin
Well, I've been waiting, I was sure
Pekala,beklemekteyim, emindim
We'd meet between the trains we're waiting for
Beklediğimiz trenlerin arasında buluşacaktık
I think it's time to board another
Galiba,şimdi başka bir trene binme zamanı
Please understand, I never had a secret chart
Lütfen anla,kendimi bunun kalbine götürmek
to get me to the heart of this
ya da başka bir konu için
or any other matter
asla gizli bir planım olmadı
Well he talks like this
Evet o böyle konuşur
You don't know what he's after
Ardında ne olduğunu bilmezsin
When he speaks like this,
Böyle konuştuğu zaman
you don't know what he's after.
Ardında ne olduğunu bilmezsin
Let's meet tomorrow if you chose
Eğer istersen yarın buluşalım
upon the shore, beneath the bridge
Sahilde, sonsuz bir nehrin üzerinde
that they are building on some endless river
İnşa ettikleri köprünün altında…
Then he leaves the platform
Sonra o, sıcak olan yataklı vagon için
for the sleeping car that's warm
rıhtımdan ayrılır
You realize, he's only advertising one more shelter
Sadece bir evin daha reklamını yaptığını fark edersin
And it comes to you, he never was a stranger
Ve o,sana hiç yabancı olmamış gibi gelir
And you say ok the bridge or someplace later.
Ve sen tamam dersin,sonra köprü veya başka yerde
And then sweeping up the jokers
Ve sonra ardında bıraktığı
that he left behind
Jokerleri süpürürken
you find he did not leave you very much
sana çok fazla birşey bırakmadığını keşfedersin
not even laughter
Bir gülme bile yok
Like any dealer he was watching for the card
Herhangi bir krupiye gibi oyun kartlarını gözlüyordu
that is so high and wild
Kartlar as ve joker
he'll never need to deal another
Başka bir kart çekmesine hiç gerek olmayacak
He was just some Joseph looking for a manger
O,sadece yuva arayan bir Yusuf'tu
He was just some Joseph looking for a manger.
O,sadece yuva arayan bir Yusuf'tu
And leaning on your window sill
Ve sonra pencerenin pervazına yaslanarak
he'll say one day you caused his will
Bir gün aşkınla,sıcaklığınla ve korumanla
to weaken with your love and warmth and shelter
Onun arzusunu zayıflattığını söyleyecek
And then taking from his wallet
Ve sonra cüzdanından eski bir
an old schedule of trains
Tren tarifesi alarak
he'll say I told you when I came I was a stranger
Diyecek ki : Geldiğimde sana bir yabancı olduğumu söyledim
I told you when I came I was a stranger.
Geldiğimde sana bir yabancı olduğumu söyledim
*Dipnot: Normalde yolun kolu olmaz,ancak şarkıcı
yolu, başka bir hayata açılan kapı gibi görüyor
kapıyı açmak için kapı kolundan tutmak gerektiği
gibi yolu açmak için kolundan tutmayı deniyor.
Çeviren : Ahmet Kadı