I've lied to you
(sana yalan soyldım)
The same way that I always do
(her zaman yaptıgım yolla)
This is the last smile
(bu son gulumseme)
That I'll fake for the sake of being with you
(seninle olmak hatrına rol yapacagım)
Everything falls apart
(hersey parcalandı)
even the people who never frown
(hıcbır zaman kaslarını bıle kırpmayan ınsanlar)
eventually break down
(sonunda yıkılı)
The sacrifice of hiding in a lie
(bir yalanın arkasına saklanma fedakarlıgı)
Everything has to end
(hersey bıtmelı)
you'll soon find we're out of time
(sonra sende anlayacaksın zamanımızın bıttıgını)
to watch it all unwind
(rahatlamayı izlemek için)
The sacrifice is never knowing
(fedakarlık yapmak bilinmıor)
Why I never walked away
(neden kacmadım)
Why I played myself this way
(neden kendıme bu oyunu oynadım)
Now I see your testing me pushes me away
(sımdı benı benı test ederek uzaklasıtırısını goruorum)
Why I never walked away
(neden kacmadım)
Why I played myself this way
(neden kendıme bu oyunu oynadım)
Now I see your testing me pushes me away
(sımdı benı benı test ederek uzaklasıtırısını goruorum)
I've tried like you
(senı sevmeye calıstım)
To do everything you wanted too
(senın ıstedıgın herseyı yapmayada)
This is the last time
(bu son anlar)
I'll take the blame for the sake of being with you
(suclamayı kabul edecegım senınle olmak hatrına)
Everything falls apart
(hersey parcalandı)
even the people who never frown
(hıcbır zaman kaslarını bıle kırpmayan ınsanlar)
eventually break down
(sonunda yıkılı)
The sacrifice of hiding in a lie
(bir yalanın arkasına saklanma fedakarlıgı)
Everything has to end
(hersey bıtmelı)
you'll soon find we're out of time
sonra sende anlayacaksın zamanımızın bıttıgını)
to watch it all unwind
(rahatlamayı izlemek için)
The sacrifice is never knowing
(fedakarlık yapmak bilinmıor)