(Don't Die)
please eat your greens
and don't sit close to screens,
your eyes are a means to an end.
and I would be sorry if, due to your hurry,
you were hit by a lorry my friend.
like you always say,
safe travels, don't die, don't die,
safe travels, don't die.
don't walk on ice, no matter how nice,
how sturdy, enticing it seems.
please cross at the lights
and don't start fires or fights and
don't dabble in heights on caffeine.
like you always say
safe travels, don't die, don't die,
safe travels, don't die.
don't swallow bleach
out on Sandymount beach,
i'm not sure I'd reach you in time my boy
please don't bungee jump
or ignore a strange lump
and a gasoline pump's not a toy.
like you always say
safe travels, don't die, don't die,
safe travels, don't die.
Dikkatli Sür (Sakın Ölme)
lütfen sebze ye
ve televizyonu çok yakından izleme
sonunda gözlerine çok ihtiyacın olacak
ve eğer acelen yüzünden sana bir kamyon çarparsaydı üzülürdüm
senin de her zaman dediğin gibi
dikkatli sür, sakın ölme, ölme
dikkatli sür, ölme
ve buzda yürüme, ne kadar güzel olursa olsun
ne kadar sağlam ve çekici görünürse görünsün
lütfen kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçme
yangınlar ya da kavgalar çıkarma
ve kafein içinde yüzme
senin de her zaman dediğin gibi
dikkatli sür, sakın ölme, ölme
dikkatli sür, ölme
sakın çamaşır suyu yutma
sandymount sahilinde
çünkü sana zamanında ulaşacağımdan emin değilim aşkım
lütfen bungee jumping yapma
ya da garip bir yumruyu görmezden gelme
ve benzin pompası bir oyuncak değil
senin de her zaman dediğin gibi
dikkatli sür, sakın ölme, ölme
dikkatli sür, ölme