When the dark wood fell before me
Issız orman, benden önce hissettiğinde
And all the paths were overgrown
Ve bütün yollar arttığında
When the priests of pride say there is no other way
Onurlu rahipler başka bir yolun olmadığını söylediklerinde
I tilled the sorrows of stone
Taşın gölgelerini işledim
I did not believe because I could not see
İnanmadım çünkü göremedim
Though you came to me in the night
Gece bana gelmiş olmana rağmen
When the dawn seemed forever lost
Şafak herzaman kayıp gibi göründüğünde
You showed me your love in the light of the stars
Bana yıldızlarda ışıldayan aşkını gösterdin
Cast your eyes on the ocean
Gözlerini okyanusa çevir
Cast your soul to the sea
Ruhunu denize yönelt
When the dark night seems endless
Karanlık gece sonsuz göründüğünde
Please remember me
Lütfen beni hatırla
Then the mountain rose before me
O halde dağlar benden önce yükseldi
By the deep well of desire
Arzunun derinliğiyle
From the fountain of forgiveness
Affetme pınarından
Beyond the ice and the fire
Buz ve ateşten öte
Cast your eyes on the ocean
Gözlerini okyanusa çevir
Cast your soul to the sea
Ruhunu denize yönelt
When the dark night seems endless
Karanlık gece sonsuz göründüğünde
Please remember me
Lütfen beni hatırla
Though we share this humble path, alone
Bu basit yolu paylaşmamıza rağmen, yalnız
How fragile is the heart
Nasıl bu kalp kırılabilir
Oh give these clay feet wings to fly
Kanatlarına uçmaları için izin ver
To touch the face of the stars
yıldızların yüzlerine dokunabilmeleri için
Breathe life into this feeble heart
Bu bitap kalbe derin bir nefes al
Lift this mortal veil of fear
Korkunun ölümlü yanını kaldır
Take these crumbled hopes, etched with tears
Çürümüş gözyaşlarıyla, dağılmış umutları getir
We'll rise above these earthly cares
Bu dünyasal meseleleri aşacağız
Cast your eyes on the ocean
Gözlerini okyanusa çevir
Cast your soul to the sea
Ruhunu denize yönelt
When the dark night seems endless
Karanlık gece sonsuz göründüğünde
Please remember me
Lütfen beni hatırla
Please remember me
Lütfen beni hatırla