Like an empty shelf
Boş bir raf gibi
I'm the book in your hands
Ellerinin içindeki kitabım
You could read my mind
Aklımı okuyabilirsin
In every line
Her satırda
I could see myself
Kendimi görebilirim
In the depth of your eyes
Gözlerinin derinliğinde
When I opened up to you
Sana açıldığımda
I guess I should have realized
Tahminimce; farkına varmış olmalıyım
Wish I could see myself in anything
Keşke herhangi bir şey de kendimi görebilsem
Now it seems nothing is everything
Şimdi hiç bir şey her şey gibi geliyor
Every time I give in, I'm reaching out
Her zaman pes ettim, elimi uzatıyorum
You just won't hear me out
Sen sadece sonuna kadar dinlemeyeceksin
Just a single word
Sadece tek kelime
Every now and then, sometimes
Her şimdi ve sonrada, bazen
It's not to be told
Söylemiş olmak için değil
Between the lines
Satırların arasında
Like a broken spell
Bozuk bir hece gibi
But a sentence to your eyes
Ama bir cümle gözlerinde
If you only fill it in
Eğer sadece sen tamamlarsan
Forgiveness is your price
Bağışlanma senin fiyatın
[Nakarat Tekrar]
In the end you'll find
Sonuçta bulacaksın
It's a story never told
Bu hikaye asla anlatılmadı
Never written down
Asla yazılmadı
By anyone
Hiç kimse tarafından
You can hear yourself
Kendini duyabilirsin
Like echoes down the hall
Yankılar gibi kordiorun aşağısına
As you whisper my name
İsmimi fısıldarken
The walls come tumbling in
Duvarlar içeriye yıkıldı
[Nakarat Tekrar]