Refrain d'amour…
Aşkın nakaratı
Refrain, couleur du ciel, parfum de mes vingt ans,
Nakarat, gökyüzünün rengi, yirmili yaşlarımın parfümü
Jardin plein de soleil où je courais enfant.
Çocukken koştuğum güneşle dolu bahçe
Partout, je t'ai cherché, mon amoureux lointain,
Uzaktaki aşkım, seni her yerde aradım
Guettant par les sentiers où tu prenais ma main.
Elimi tuttuğun patika yollara kulak vererek
Les jours s'en sont allés et nous avons grandi,
Günler geçti gitti ve biz büyüdük
L'amour nous a blessés, le temps nous a guéris.
Aşk bizi yaraladı zaman bizi iyileştirdi
Mais seule et sans printemps,
Ama tek başıma ve ilkbaharsız
Je cours en vain les bois, les champs,
Ormanlarda ve kırlarda boş yere koşuyorum
Dis, souviens-toi nos amours d'autrefois ?
Söyle, eski zamanlardaki aşklarımızı hatırlıyor musun ?
Les années passent à tire d'ailes
Yıllar bir çırpıda gelip geçiyor
Et sur les toits de mon ennui coule la pluie.
Ve derdimin çatılarında yağmur akıyor
Où sont parties les caravelles,
Yelkenli gemiler nereye gittiler
Volant mon cœur, portant mes rêves vers ton oubli ?
Kalbimi çalarak, senin unutmana doğru hayallerimi götürerek
J'aurais voulu que tu reviennes comme jadis
Eskiden olduğu gibi geri dönmeni isterdim
Porter des fleurs à ma persienne et ta jeunesse en mon logis.
Panjurlarıma çiçekler ve evime senin gençliğini getirmeyi isterdim
Refrain, couleur de pluie, regrets de mes vingt ans,
Nakarat; yağmurun, pişmanlıkların ve yirmili yaşlarımın rengi
Chagrin, mélancolie de n'être plus enfant.
Artık çocuk olmamanın acısı ve hüznü
Mais seule et loin de toi, par les chemins où tu n'es pas,
Ama yalnız ve senden uzakta, olmadığın yollardan
Je vais pleurant mes amours de vingt ans.
Yirmili yaşlarımın aşklarına ağlayarak gidiyorum,
Çeviren : Ahmet KADI