You got blood on your hands
Ellerinde kan var
How do you plead?
Nasıl savunacaksın?
Boy, it's like treason how you treated me
Erkeğim, bana hain gibi nasıl davranıyorsun
It's eight Mondays in a row (Row)
Sekiz aydır bir tartışma içindeyiz
Nine days of the week (Week)
Haftanın dokuz günü
These tantrums been old (Old)
Bu sinirler eskidi
All bitter, no sweet
Tüm acılar, tatlı değil
You're killing my vibe
Sen hislerimi öldürüyorsun
In ways, words cannot describe
Kelimeler tarif edilemez yollarda
But I'll try, I'll try
Ama ben deneyeceğim, deneyeceğim
NAKARAT
You put the 'over” in lover, put the 'ex” in next (X2)
Sen sevgine ”aşırı”, bir dahakine de ”eski” dersin
Ain't no 'I” in trouble, just the 'U” since we met
Bu sorunda ”ben” yokum, sadece tanıştığımdan beri ”U” lar var
‘Cause you're toxic, boy
Çünkü sen zehirsin, erkeğim
I ain't even gotta try to find the
Ben bulmak için denemiyorum bile
G-O-O-D in goodbye
Elvedada İ-Y-İ şeyler
I would take a bullet for you just to prove my love
Sadece sana aşkımı kanıtlamak için bir mermi almalıydım
Only to find out you are the one holding the gun
Sadece tuttuğun silahları bulmanı istiyorum
I'm just tryna get focused, take some time for me
Ben sadece odaklanmayı deniyorum, bazı şeyler benim için zaman alıyor
People started to notice all the shit you couldn't see
İnsanlar senin göremediğin tüm bokları fark etmeye başladı