What Are You Looking At?
Ne bakıyorsun?
Strike a pose.
Poz ver.
Strike a pose.
Poz ver.
Vogue, vogue, vogue
Moda, moda, moda
Vogue, vogue, vogue
Moda, moda, moda..
Look around every you turn is heartache
Etrafına bak, nereye dönsen orda bir acı var.
Its every that you go [look around]
Gittiğin her yerde var [etrafına bak]
You try everything you can to escape
yapabileceğin her şeyi deniyorsun
The pain of life that you know [life that you know]
Bildiğin hayatın acısından kaçmak için [bildiğin hayat]
When all else failsyou long to be
Hiçbir şey işe yaramadığında ve
Something better than you are today
Bugün olduğun yerden daha iyi bir yerde olmak istediğinde
I know a place you can get away
Kaçabileceğin bir yer biliyorum
Its called a dance floor,heres what its for, so
Ona "dans pisti" deniyor, ve o da bunun için, öyleyse....
Chorus:
Nakarat:
Come on, vogue
Hadi, moda
Let your body move to the music [move to the music]
Bedeninin müziğe uymasına izin ver (müziğe uymasına)
Hey, hey, hey
Come on, vogue
hey, hey, hey
hadi, moda
Let your body go with the flow [go with the flow]
You know you can do it
Kendini akışa bırak (akışa bırak)
Bunu yapabilirsin, biliyorsun
All you need is your own imagination
İhtiyacın olan tek şey hayal gücün
So use it thats what its for [thats what its for]
E öyleyse onu kullan, o bunun için (o bunun için)
Go inside, for your finest inspiration
Devam et, en iyi ilham için
Your dreams will open the door [open up the door]
Hayallerin kapıyı açacak (kapıyı açacak)
It makes no difference if youre black or white
Zenci ya da beyaz olman hiç fark etmez
If youre a boy or a girl
Erkek veya kız olman da fark etmez
If the musics pumping it will give you new life
Müzik varsa, o sana yeni bir hayat verecek
Youre a superstar, yes, thats what you are, you know it
Sen bir süperstarsın, evet, süperstarsın, bunu biliyorsun
(chorus, substituting "groove" for "move")
(nakarat, "move" un yerini "groove" alıyor)
Beautys you find it
Güzellik, onu bulduğun yerdedir
Not just you bumpgrind it
Çarptığın ve bastırdığın yerde değil
Soul is in the musical
Ruh, müziktedir.
Thats I feel so beautiful
İşte burda çok güzel hissediyorum
Magical, lifes a ball
Müzik, hayat bir top
So get up on the dance floor
Öyleyse hadi dans pistine çık
(chorus)
(nakarat)
Vogue, [Vogue]
moda, moda
Beautys you find it [move to the music]
güzellik, onu bulduğun yerdedir (müziğe uy)
Vogue, [Vogue]
moda, moda
Beautys you find it [go with the flow]
güzellik, onu bulduğun yerdedir (akışına bırak)
Greta Garbo,Monroe
Greta Garbo ve Monroe
DietrichDiMaggio
Dietrich ve DiMaggio
Marlon Brando, Jimmy Dean
Marlon Brando, Jimmy Dean
On the cover of a magazine
Bir dergi kapağında
Grace Kelly; Harlow, Jean
Grace Kelly; Harlow, Jean
Picture of a beauty queen
Bir güzellik kraliçesinin resmi
Gene Kelly, Fred Astaire
Gene Kelly, Fred Astaire
Ginger Rogers, dance on air
Ginger Rogers, canlı yayında dans
They had ., they had grace
Tarzları ve zarafetleri vardı
Rita Hayworth gave good face
Rita Hayworth güzel görünürdü
Lauren, Katherine, Lana too
Lauren, Katherine, Lana da
Bette Davis, we love you
Bette Davis, seni seviyoruz
Ladies with an attitude
Bir tarzı olan hanımlar
Fellas that were in the mood
Stil sahibi beyler
Dont just stand there, lets get to it
Orda öyle durma, hadi gel şunu yapalım
Strike a pose, theres nothing to it
Poz ver, bunda hiçbir şey yok
Vogue, vogue, vogue, vogue
Moda, moda, moda, moda
Oooh, youve got to
Let your body move to the music
ooh, bedenini müziğe uydurmalısın
Oooh, youve got to just
Let your body go with the flow
OOOh, sadece kendini akışa bırakmalısın
Oooh, youve got to just,
Vogue
Oooh, sadece,
Moda