I heard the old man say we need the rain
Yaşlı adamın yağmura ihtiyacımız var dediğini duydum
And I can feel it in my bones they're aching
Ve kemiklerimde onların ağrıdığını hissedebilirim
I watched the sky and wait and wish these waters ease my pain
Gökyüzünü izledim ve bekledim ve keşke bu sular acımı rahatlatsa
Because my will is breaking
Çünkü iradem kırılıyor
If you get next to me and help me find simplicity
Eğer benim yanımda olursan ve kolaylıkla bulmama yardım edersen
Then you could be the one to take me,
O zaman beni alması için biri olabilrisin
To break me and find my soul
Beni kırması için ve ruhumu bulmak için
Could you be the one to release me? (oh release me)
Beni serbest bırakmak için biri olabilir miydin? (beni serbest bırak)
Waiting for your love
Aşkın için bekliyor
Oh to free me, so release me
Beni özgür bırakmak için, öyleyse beni serbest bırak
Grey clouds, they infiltrate as every move you make
Gri bulutlar, senin yaptığın her hareket gibi süzülüyorlar
Gets me closer to clarity
Beni açıklığa daha yakın al
While droplet drummers lead a complex beat increasing speed
Damlacık davulcuları karmaşık çok yorgun artıran bir hızı götürürken
Somehow accompanies our intensities
Her nasılsa güçlülüklerimize eşlik ederler
At first this cloud burst is pulling us under
Başta bu bulut patlaması altında bizi çekiyor
Lightning and thunder, rain falls and you take me under
Aydınlatma ve gök gürültüsü, yağmur yağar ve beni altına alıyor
And find myself
Ve kendimi buluyorum
Could you be the one to release me? (oh release me)
Beni serbest bırakmak için biri olabilir miydin? (beni serbest bırak)
Waiting for your love
Aşkın için bekliyor
Oh to free me, so release me
Beni özgür bırakmak için, öyleyse beni serbest bırak
So take off your shoes and stay awhile
Öyleyse ayakkabılarını çıkar ve bir süre böyle kal
This might be the right time tonight
Bu gece doğru zaman olabilirdi
If it makes you feel good
Bu seni iyi hissettirirse
Then it makes me feel alright
O zaman bu beni iyi hissettirir
We should take down the curtains now
Şimdi perdeleri sökmeliydik
And make blankets here on the flor
Ve yerde burada battaniyeleri düzeltmeliydik
The *torrential* downpour, the potential for more
Sağanak seli, daha fazla için potansiyel
I seize to fight this tension that ignites us in the dark
Karanlıkta bizi tutuşturan bu gerilimle kavga etmeyi ele geçiririm
Cuz tension causes friction and this friction leads to sparks
Çünkü gerilimi sürtünmeye neden olur ve bu sürtünme kıvılcımlara götürür
The rain has filled this cup and, before it over flows
Yağmur bir fincanı doldurdu ve bu akış bitmeden önce
I wanna take you in now here it goes
Onun gittiği burada şimdi seni almak isterim
Could you be the one to release me? (oh release me)
Beni serbest bırakmak için biri olabilir miydin? (beni serbest bırak)
Waiting for your love
Aşkın için bekliyor
Oh to free me, so release me
Beni özgür bırakmak için, öyleyse beni serbest bırak
Could you be the one to release me? (oh release me)
Beni serbest bırakmak için biri olabilir miydin? (beni serbest bırak)
We have just begun
Sadece başladım
You release me, oh release me
Beni serbest bırak, öyleyse beni serbest bırak