When the dark flood came
Kara sel geldiği zaman
we wrapped ourselves inside a dirty blanket
Kendimizi kirli bir örtüyle kapladık
citing different opinions
farkı düşüncelerden bahsettik
on whether we should move
Hareket etmemizle ilgili
when the houses came
Evler geldiği zaman
they ate up everyone like they were fishes
Herkesi, balıkmış gibi yediler
saying, "come on, come on
''hadi, hadi
its the end of the world"
Bu dünyanın sonu!'' diyerek
and then I saw your face
Daha sonra yüzünü gördüm
you're turning skin into a dirty secret
Cildini kirli bir sırra çeviriyordun
I watched the beauties, watched the fire
Güzellikleri izledim, ateşi izledim
and the fire burn the beauty in their eyes
Ve ateş, güzelliği onların gözlerinde yaktı.
when I took the blame
Suçu üstlendiğim zaman
we layed in ruins trying to quote your phrase
harabelerdeydik, senin cümlelerini alıntılarken
we're yelling, "someone's got the answers,
bağırıyorduk, ''cevabı birisi biliyor
but I'd rather think there's nothing to be found"
ama bir cevap olmadığını düşünmeyi tercih ederim'
if you knew I was dying would it change you? öleceğimi bilseydin, bu seni değiştirir miydi?
So when you see me falling backwards down the wall
Beni duvarın üstünden geriye düşerken gördüğün zaman
that says I'm still alive,
Bu benim yaşadığım anlamına gelir
don't be cautious when I'm cautiously approaching
dikkatli olma, ben dikkatlice yaklaşırken
on the other side
diğer tarafa
everybody has their reasons,
herkesin kendine göre gerekçeleri vardır
that's the reason we're all going to die
İşte bu yüzden hepimiz öleceğiz
because if seeing is believing,
Çünkü eğer görmek inanmaksa
then believe that we have lost our eyes
Şuna inan ki gözlerimizi kaybettik
when I fly solo, I fly so high
yalnız uçtuğumda, daha yüksekten uçabiliyorum
don't touch me now.
Bana dokunma.
We all deserve something
hepimiz bişeyleri hakederiz...