I'll always treasure the naïvety
Hep saflığa değer verdim
Of the past we've shared.
Geçmişte paylaştıklarımızın saflığına
Our bodies grew much faster than our minds,
Vücutlarımız aklımızdan daha çabuk büyüyor
But together we got good at stopping time.
Ama birlikteyken zamanı durdurmakta iyiydik
My teen angst drove me to hurt myself,
Benim genç endişelerim kendimi incitmek için çıldırıyor
And I made you watch;
Ve sana izletiyorum
Oh, the pain I must have caused,
Neden olmak zorunda olduğum acılarla
But by staying around you saved my life (saved my life)
Ama yakınımda kalarak hayatımı kurtardın
We were never meant to be lovers (ahh)
Asla aşıklar gibi olmadık
Just fellow late bloomers,
Sadece geç gafları paylaştık
Who blossomed apart (ahh)
Ayrı çiçek açtık
Who blossomed apart.
Ayrı çiçek açtık
Watching my parents
Ailemi izliyorum
Made me look for something destructive,
Yıkıcı birşeylere bakıyorum
And there you were.
Ve sen oradasın
With all the characteristics of my mom;
Annemin tüm özgünlüğüyle
Familiarity of home.
Evin samimiyetinde
The geographic gap led to forced adulthood,
Coğrafi boşluk açıldı zorlanan yetişkinlikle
And your rage exposed.
Öfkene maruz kaldın
I'm glad we left things when we did;
Yaptığımız şeyleri bıraktığımıza memnunum
I doubt I'd survive another bloody nose (bloody nose)
Başka bir kanlı burunla hayatta kalacağımdan şüphe duyuyordum
We were never meant to be lovers (ahh)
Asla aşıklar gibi olmadık
We just mirrored each other's self destructiveness (ahh)
Birbirimizin öz yıkıcılığını aynaladık
Self destructiveness.
Öz yıkıcılığı
The spotlight burned in the room when we were together.
Biz birlikteyken sahne ışığı odayı yaktı
And we played our parts,
Kendi bölümlerimizi oynadık
And I wore an imaginary TV screen,
Ve bir tv ekranı hayalini takındım
So you never got to touch my heart (touch my heart)
Asla kalbime dokunamayacaksın
We were never meant to be lovers (ahh)
Asla aşıklar gibi olmadık
Our egos fed off each other,
Egolarımız birbirimizi besledi
And died overweight (ahh)
Ve üstünlüğünden öldük
And died overweight.
Ve üstünlüğünden öldük
I thought I'd seen it all when you first walked in,
İlk içeri girdiğinde hepsini gördüğümü sandım
But you shut me up,
Ama sen beni susturdun
And challenged every wrong perception I've had of myself,
Ve sahip olduğum her yanlış algılamaya meydan okudun
And you haven't ever stopped.
Ve hiç durdurmamalıydın