I've been around the world more than once
Dünyayı bir kezden fazla dolaştım
You said it's something we should do
Yapmamız gereken bazı şeyleri söyledin
I found a polaroid crumpled at the bottom
Yerde parçalanmış bir polaroid buldum
I couldn't tell if it was you
Eğer sen olsaydın ben sana söylemeyebilirdim
Was it May on the lake, was it not?
Gölde Mayıs var , değil mi?
Everything is a dream I forgot
Her şey unuttuğum bir rüya
When we stayed in LA, was it hot?
Biz LA'da kaldığımızda sıcak mıydı?
Everything is a dream I forgot (I forgot)
Her şey unuttuğum bir rüya (unuttuğum)
NAKARAT
Was, was it not?
Öyleydi, öyle değil miydi?
W-w-w-was it, was it, was it not?
Ö-ö-ö-öyle, öyle, öyle değil mi?
Was, was it not?
Öyle, öyle değil mi?
W-w-w-was it, was it?
Ö-ö-ö-öyle, öyle mi?
I don't even know where you are
Nerede olduğunu bile bilmiyorum
Was it you who taught me to count the stars?
Yıldızları saymayı sana öğreten ben değil miydim?
Or maybe that was later with someone else
Ya da belki sonra başkaları ile saymışsındır
Up on the roof, that lilac smell
Çatı katının üstünde, leylak kokusu ile
I took the polaroid, picked it up
Polaroidi aldım, topladım
Thought I might hang it in my room
Odama astığımı düşünebilirim
That thought it lingered there, hovered for a second
Burada oyalandığımı düşündüm, bir dakika için duraksadım
I couldn't find the place for you
Senin için yer bulamayabilirdim
I don't even know how I feel
Nasıl hissettiğimi bilmiyorum bile
Was it you who asked me if love was real?
Eğer aşk gerçekse kim sana sordu?
I don't know if you meant it but over time
Eğer anlam ifade ediyorsa ama zamanı aşmışsa bilmiyorum
You found your way and I found mine
Sen yolunu bulursun ve ben de kendiminkini