Asmi d-luleɣ d ass amcum
Deg ufus i d-kemseɣ lehmum
Akken ur diyi-ttixiṛen ara
Lukan ul-iw d ageṭṭum
A t-greɣ daxel n lkanun
Akken ur s-ttḥessiseɣ ara
Imi s ṣṣura-w i-gɣumm
Labud a s-d-jabeɣ nnum
Imi ur di-yessgan ara
Tkellxem-iyi di temẓi-w
Xellṣeɣ-awen ayen ur d-uɣeɣ
Tekksem-iyi imawlan-iw
Temḥam ayen ak° ssarmeɣ
Lmeḥna tnejṛ iɣes-iw
Uqbel a d-ters lmut-iw
Ayen yak° yejmeε wul-iw
S yiles-iw a t-in-ḍummeɣ
Lemmer zmireɣ a d-snesreɣ
Di lεid a n-beddeɣ ɣur-wen
A n-aseɣ a k°en-ɣafṛeɣ
Ay imawlan εzizen
Di tafat mara n-beddeɣ
Xas temcakktem ur wehhmeɣ
Mačči d udem i sii ṛuḥeɣ
Aa d-mlilent wallen nnwen
Seg wakken ur di-d-yetteεqal
Mm-i ad yerwel fell-i
Tameṭṭut-iw n leḥlal
Wissen kan ma d-temmekti
Ad asen-sxerbeɣ lecɣal
Ad asen-yeεreq wawal
Taggara maa nemyeεqal
Taddart a d-teεjel ɣur-i
Ayagi yak° d asirem
Targit-iw u tḍul ara
Ibeddel-iyi zzman isem
Yefka-yi lḥerz n tlufa
Tabburt n lḥebs fell-i tezzem
Fell-as tawriqt-iw tweccem
Tura testenyaḍ ṣeggem
Ṭṭul n leεmeṛ i temmeṛka
Monsieur le Président,
C'est avec un coeur lourd que je m'adresse à vous. Ces quelques phrases d'un condamné étancheront peut-être la soif de certains individus opprimés. Je m'adresse à vous avec une langue empruntée, pour vous dire, simplement et clairement, que l'Etat n'a jamais été la patrie. D'après Bakounine, c'est l'abstraction métaphysique, mystique, juridique, politique de la patrie. Les masses populaires de tous les pays, aiment profondément leur patrie, mais c'est un amour réel, naturel, pas une idée: un fait. Et c'est pour cela que je me sens franchement le patriote de toutes les patries opprimées.
Try to align
Türkçe
Sayın Başbakan
Kahrolsun doğduğum gün,
Elimde acıların düğümünü sıkıyorum
Sıkımlarını bırakmasınlar diye.
Kalbim, sadece bir genç filizdir !
Ama onu [kalbimi] kora atarım
iniltilerini daha duymamak için,
Ama kalbim vucudumun altında gömülüyor :
Tek çarem hayallarımla onu doyurmak,
Çünkü o bana verdiği tek şey uykusuzlukdur
Hayatımı uydurdunuz, gençliğimi çaldınız,
Almadığımı ödedim.
Ailemden beni zorla aldınız,
Bütün umutlarımı yok ettiniz.
Felaket kemiklerimi suladı;
Ölüm benim üstüme gelmeden önce,
Kalbimin topladığı acılığını,
Dilimle silerim.
Allahtan, kaçabilsem
...
Gelirim sizi görmeye,
Çok sevdiğim annem ile babam.
Işıklıkta gözüküyorsunuz,
Ama anlaşmazlığınız beni şaşırtmıyor.
Gözleriniz tanımaz beni,
Çünkü ayrılışımın yüzü değil.
Oda beni tanımaz,
Oğlum korkup kaçar.
Değerli karım da,
Beni hatırlar mı ?
Günlük işlerini bozarım,
Dilleri tutulur.
Ve hepimiz buluşuruz,
Bütün köy bana doğru koşar.
Bunun hepsi umudun hayalleri,
Fakat hayalim çok kısa.
Düşman adımı deyiştirdi
Felakete karşı
Zindanın kapısı benim üstüme kapanıyor,
Üstünde de yazılı :
" İmzaladın, şimdi boyunu eğ ! "
" Hayatın boyunca ! " : odur cezan !
Sayın Başbakan
Ağır bir kalple size yazıyorum. Bu birkaç mahkûmun sözleri belki bazı mazlum kişilerin susuzluğunu giderir. Ana dilim olmayan bir dille size hitap ediyorum, size demek için, yalın bir şekilde, ki devlet hiç bir zaman yurt olmadı. Bakunin'e göre, devlet yurdun metafizik, mistik, hukuki ve siyasal soyutlamasıdır. Her ülkenin halkları da, derinden vatanlarını severler, ama gerçek natürel bir sevgidir, bir düşünce değil. Ve bunun için, ben kendimi gerçekten bütün mazlum olan halkların yurtseveriyim.