across from me, on the bus this afternoon
a girl of age ninety, eyes of blue
peering out from a body changed too soon
ı saw the girl so charming in her youth
her hat reveals a woman of taste
now just to get off this bus is a torturous fate
she'll slowly make the way back to her place
an apartment where no one awaits
blue eyes unchanged
the body aged
blue eyes you are my last witnesses now
blue eyes unchanged
the body aged
blue eyes tell me what you wanted to be
when you grew up
blue eyes once reflected in her mother's gaze
on those summers as a child by the lake
blue eyes saw love's first embrace
the boy down the road
ı wonder if he's alive today
young girls go laughing past on the road
no one pays attention to the old
but at least we know justice will be served
ın the end everyone gets their turn
blue eyes unchanged
the body aged
blue eyes you are my last witnesses now
blue eyes unchanged
the body aged
blue eyes tell me what you wanted to be
when you grew up
öğleden sonra otobüsteyken önümde
90 yaşlarında bir kadın vardı, gözleri mavi
gözlerine bakarken bedeni değişiverdi
gençliğindeki büyüleyici halini gördüm
şapkası bir kadın kokusunu ortaya çıkarıyordu
otobüsten dolambaçlı kaderine indi sonra
yavaşça evine geri dönecekti
kimsenin beklemediği yerine
mavi gözler değişmez
sadece beden yaşlanır
mavi gözler benim son tanıklarım şimdi
mavi gözler değişmez
sadece beden yaşlanır
mavi gözler bana büyüyünce
ne olmak istediğinizi söyleyin
mavi gözler ilk başta annesinin bakışlarını yansıttı
yaz günlerindeki göl kenarındaki çocukluk zamanlarında
mavi gözler sevgilinin ilk sarılışını gördüler
yolun aşağısındaki gencin
merak ediyorum o oğlan hala yaşıyor mu ?
genç kızlar gülüyorlar yoldan geçerken
kimse yaşlıya dikkat etmiyor
ama en azından adaletin muhakkak yerini bulacağını biliyoruz
sonunda herkesin sırası gelir
mavi gözler değişmez
sadece beden yaşlanır
mavi gözler benim son tanıklarım şimdi
mavi gözler değişmez
sadece beden yaşlanır
mavi gözler bana büyüyünce
ne olmak istediğinizi söyleyin