В рядах стояли безмолвной толпой...
В рядах стояли безмолвной толпой,
Когда хоронили мы друга,
Лишь поп полковой бормотал, и порой
Ревела осенняя вьюга.
Кругом кивера над могилой святой
Недвижны в тумане сверкали;
Уланская шапка да меч боевой
На гробе досчатом лежали.
И билося сердце в груди не одно
И в землю все очи смотрели,
Как будто бы всё, что уж ей отдано,
Они у ней вырвать хотели.
Напрасные слёзы из глаз не текли,
Тоска наши души сжимала;
И горсть роковая прощальной земли,
Упавши на гроб, застучала.
Прощай, наш товарищ, не долго ты жил,
Певец с голубыми очами;
Лишь крест деревянный себе заслужил,
Да вечную память меж нами!
Sessiz bir kalabalık olup, sıra sıra dizildik,
Dostumuzu toprağa verdiğimizde,
Kıt'a rahibi bir şeyler geveledi, ve ara ara
Güz fırtınası hırladı.
O aziz kabrin etrafında, sorguçlu asker şapkaları,
Sis içinde, kıpırtısız, parıldadı;
Bir hafif süvari şapkası, bir de harp kılıcı vardı
Tahta tabutun üzerinde.
Göğsün içinde atan tek bir yürek sesi değildi
Ve tüm gözler toprağa bakıyordu,
Sanki neleri varsa o toprağa vermiş gibi,
O gözler ki, verdiklerini koparıp almayı diliyordu.
Faydasız gözyaşları dökülmedi gözlerden,
Keder ruhumuzu daralttı;
Bir avuç mühlik veda toprağı
Tıkırdayarak tabutun üzerine düştü.
Elveda, dost, çok gün görmedin hayatta,
Mavi gözlü muganni;
Elde edebildiğin yegane şey şu tahta haç,
Ve ilanihaye aramızda kalacak anılar.