Holding the key to unlocking the door
Açık kapıyı anahtarla tutuyorsun
In your mind, in your mind, in your mind
Aklında, aklında, aklında
Hard to believe, yeah it's hard to believe what you find, what you find, what you find
İnanması zor, evet inanması zor ne buluyorsun, ne buluyorsun, ne buluyorsun
Bones, I'm strong enough to break your fall
Kemikler, ben senin düşüp kırılmandan yeterince güçlüyüm
So hard to see what you see with the sun in your eyes, in your eyes, in your eyes
Güneşle gözlerinde, gözlerinde, gözlerinde ne görüyorsun söylemek çok zor
Hoping, trying, players are losing
Umut ediyorum, deniyorum, dua edenleri kaybediyorum
Live and dying, who are we fooling?
Yaşıyor ve ölüyorum kim biz mi aptalız?
NAKARAT
How can I believe when everyone's heart is breaking?
Herkesin kalbi kırıldığına nasıl inanabilirim?
If it's up to me to say what I want, what I want is to say
Eğer söylemek için beni yükseltirsen, ne isteyebilirim, söylemek için ne isteyebilirim
No more, no more, no more blood on the surface
Daha fazla, daha fazla, daha fazla kan yok yüzeyde
We've been cut to pieces
Parçalara bölündük
Well, how can I believe when everyone's heart is breaking
Öyleyse herkesin kalbi kırıldığına nasıl inanabilirim?
Broken and cheap like a token to keep to survive, survive, survive
Kırık ve hayatta kalmamı, hayatta kalmamı, hayatta kalmamı sağlayacak bir hatıra gibi ucuzum
Love is a tree but it's open and sweet
Aşk bir ağaç ama açık ve tatlı
Cause it's all gonna eat you alive
Çünkü hepsi seni canlı yemeli
Everyone's heart
Herkesin kalbi
No more, no more, no more, no more, no more
Daha fazla, daha fazla, daha fazla, daha fazla, daha fazla
No more, no more, no
Daha fazla, daha fazla, hayır
Everyones heart (is breaking)
Herkesin kalbi (kırılıyor)
We've been cut to…
Biz bölündük…
How can I believe when everyones heart is breaking?
Herkesin kalbi kırıldığına nasıl inanabilirim?
How can I believe when everyones heart is breaking?
Herkesin kalbi kırıldığına nasıl inanabilirim?
How can I believe?
Nasıl inanabilirim?