Our final conversation
Son konuşmamız
It lies heavy on the mind
Zihnime çok yüklendi (ağırlığını koydu)
And although we couldn't take it
Ve bunu kabul edemesekte
I think we know, we can't go back this time
Bence biliyoruz ki, bu kez geri dönemeyiz
Though love and desperation
Gerçi aşk ve çaresizlik
Is the writing on the wall?
Duvarda mı yazıyorlar?
And will all the lights stop flashing
Ve tüm ışıklar yanmayı kesecekler mi
Or is this the final curtain call
Ya da bu ölüm mü?
[Chorus:]
It's such a shame, it's such a shame (Ahhhh)
Bu bir utanç gibi, bu bir utanç gibi (Ahhhh)
Don't walk away, don't walk away (Ahhhh)
Kaçıp gitme, kaçıp gitme (Ahhhh)
All this time I thought I knew myself
Tüm bu zaman boyunca kendimi tanıdığımı sanıyordum
But once again, I bury my head in shame.
Ama bir kez daha, başımı utancın içine gömüyorum.
Nothing lasts forever
Hiçbir şey sonsuza kadar kalmaz
A flower always dies
Bir çiçek daima ölür
I never felt the beauty
Asla güzelliği hissedemedim
Why can't I see through other people's eyes?
Neden diğer insanların gözünden göremiyorum?
Chorus
I've paid the price for all my sins
Tüm günahlarımın bedelini ödedim
And when love ends new love begins
Ve aşk bittiğinde yenisi başlar
My independence always nails me to the floor
Özgürlüğüm her zaman beni yere çiviler
And it leaves me wanting more, leaves me wanting more
Ve beni daha fazlasını isterken bırakır, daha fazlasını isterken bırakır
I got everything a girl could ever need
Bir kızın ihtiyaç duyabileceği her şeye sahiptim
So why do I still feel like my life's so incomplete
Öyleyse neden hala hayatımı bu kadar eksikmiş gibi hissediyorum?
You made me beautiful, brought me to my knees
Beni harika olmamı sağladın, dizlerimin üstüne indirdin
So please don't go don't take the missing piece
Bu yüzden lütfen gitme, eksik parçamı alma
Chorus
In Shame, Shame, Shame...
Utanç içinde, utanç, utanç…
by Buse Ağaçeken