"Pups"
Here's one for my old man
-Bu benim babam için
I know I ain't got your name on my hand yet
-Biliyorum henüz adın elimde değil (adını bilmiyorum)
But I will
-Ama öğreneceğim
You know that I will
-Biliyorsun öğreneceğim
Do you remember saying that you'd stretch your ear so much bigger than mine?
-Bana kulağını benim kulağımdan çok daha fazla esnetebildiğini söylediğini hatırlıyor musun?
But you ain't got the time
-Ama zamanın yoktu
And you gave up
-Ve pes ettin
I guess that I won
-Sanırım ben kazandım
I jumped a flight of stairs
-Merdivenlerden uçarak zıpladım
Because I knew you were waiting there
-Çünkü biliyordum sen orada bekliyordun
I jumped a flight of stairs because I was so excited to have you home
-Merdivenlerden uçarak zıpladım çünkü senin evde olmadan dolayı heyecanlıydım
Do you remember I took you out on the town?
-Seni şehirden çıkardığımı hatırlıyor musun?
You fell to the ground and make that sound we do
-Yere düştün ve çıkardığımız şu sesten çıkardın
My friends just don't get it
-Arkadaşlarım anlamadı
Do you remember when you left my friends?
-Arkadaşlarımı bıraktığın zamanı hatırlıyor musun?
You went off on your own and missed your ride home
-Çekip gittin ve eve dönüş arabanı kaçırdın
You missed out
-Kaçırdın
Mum couldn't find you
-Annem seni bulamadı
I jumped a flight of stairs
-Merdivenlerden uçarak zıpladım
Because I knew you were waiting there
-Çünkü biliyordum sen orada bekliyordun
I jumped a flight of stairs because I was so excited to have you home
-Merdivenlerden uçarak zıpladım çünkü senin evde olmadan dolayı heyecanlıydım
It doesn't matter that we can't get drunk dad
-Sarhoş olamıyor olmamız sorun değil baba
It doesn't mean that we can't have fun
-Eğlenemiyor olmamız sorun değil
We can go out for a couple, or maybe a few
-Çift olarak gidebilirdik, veya daha az
It wasn't getting drunk I loved it was being with you
-Sevdiğim şey şarhoş olamamam değildi, seninle birlikte olmaktı
It doesn't matter that we can't get drunk dad
-Sarhoş olamıyor olmamız sorun değil baba
It doesn't mean that we can't have fun
-Eğlenemiyor olmamız sorun değil
We can go out for a couple, or maybe a few
-Çift olarak gidebilirdik, veya daha az
It wasn't getting drunk I loved it was being with you
-Sevdiğim şey şarhoş olamamam değildi, seninle birlikte olmaktı