She had something to confess to
-İtiraf edeceği birşeyler vardı
But you don't have the time so
-Ama senin zamanın yok öyleyse
Look the other way
-Başka bir yol bul
You will wait until it's over
-Bitinceye kadar bekleyeceksin
To reveal what you'd never shown her
-Ona hiç göstermediğin şeyi açığa vurmak için
Too little much too late
-Çok küçük,çok geç
Too long trying to resist it
-Karşı koymayı denemek için çok uzun
You've just gone and missed it
-Sadece gittin ve kaçırdın
It's escaped your world
-Senin dünyandan kaçtı
Can you see that I am needing
-İhtiyacım olduğunu görebiliyor musun?
Begging for so much more
-Daha fazlası için yalvardığımı
Than you could ever give
-Bana verebildiğinden daha fazlasını
And I don't want you to adore me
-Ve bana tapmanı istemiyorum
Don't want you to ignore me
-Beni görmezden gelmeni de istemiyorum
When it pleases you
-Seni memnun ettiğinde
And I'll do it on my own
-Kendi başıma yapacağım
I have played in every toilet
-ben her zorlukta oynadım
But you still want to spoil it
-Ama sen hala mahvetmek istiyorsun
To prove I've made a big mistake
-Büyük bir hata yaptığımı kanıtlamak için
Too long trying to resist it
-Karşı koymayı denemek için çok uzun
You've just gone and missed it
-Sadece gittin ve kaçırdın
It's escaped your world
-Senin dünyandan kaçtı
-----------chorus---------------
And I'll do it all by myself
-Ve tamamen kendi başıma yapacağım
You will never make it
-Sen asla bunu başaramayacaksın