The end (son)
Now come on,
Şimdi haydi
Come all,
Herkes gelin,
To this tragic affair,
Bu trajik meseleye,
Wipe off that make up,
O makyajı silin,
What's in is despair,
İçteki şey umutsuzluktur,
So throw on the black dress,
Siyah elbiseyi fırlatın,
Mix in with the lot,
Hepsini karıştırın,
You might wake up and notice you're someone you're not,
Kalkıp olmadığın kişi olduğunu fark edebilirsin belki,
If you look in the mirror and don't like what you see,
Aynaya bakıp gördüğün şeyi beğenmezsen,
You can find out first hand what it's like to be me,
İlk elden benim gibi olmak nasılmış anlarsın,
So gather 'round piggies and kiss this goodbye,
O yüzden domuzcuklar etrafına toplan ve veda öpücüğü ver,
I encourage your smiles,
Gülüşlerini destekliyorum,
I expect you won't cry,
Umarım ağlamayacaksın
Another contusion,
Başka çürük
My funeral jag,
Cenaze töreni dönüşüm,
Here's my resignation,
İşte istifam,
I'll serve it in drag,
Kadın elbiselerinde sunacam
You've got front row seats to the penitence ball,
Ön sıraları pişmanlık topuna ayırmışsın,
When I grow up I want to be nothing at all,
Büyüdüğünde hiçbişey olmak istiyorum,
I said yeah,
Evet dedim,
Yeah,
Evet,
Say yeah,
Evet deyin,
Yeah,
Evet,
Come on,
Hadi,
Save me,
Kurtar beni,
Get me the hell out of here,
Beni burdan çıkar,
Save me,
Kurtar beni,
Too young to die and my dear,
Ölmek için çok erken ve sevgilim,
Save me,
Kurtar beni,
If you can hear me, just walk away and,
Eğer beni duyarsa, sadece uzaklaş ve,
Take me,
Beni de al...