Hai visto mai
che un piede poi basti
a cambiare la vita
se solo toccherà la luna
dice mia madre
ed è una bambina
di quattordici anni
negli occhi ha ancora quella luna
Hiç gördün mü
bir ayağın yeterli olduğunu
hayatı değiştirmek
sadece aya dokunursa
annem diyor
ve o küçük bir kız
on dört yaşında
hâlâ gözlerinde ay var
Ma non è la stessa
stanotte è proprio diversa
sì, uguale nel colore
ed ha lo stesso identico pallore
ma no, non è la stessa
vi giuro non è più quella
di una volta e non conserva
nemmeno più l'odore di
irraggiungibile
come tutti i nostri sogni
irraggiungibile
come la mela che non mangi
Ama aynı değil (ay)
bu gece tamamen farklı
evet, aynı renk
ve aynı parlaklık
ama hayır, aynı değil
yemin ederim, aynı ay değil
eskiden olduğu gibi, ayrıca aynı zamanda tutmuyor
kokusu
ulaşılamaz
tüm rüyalarımız gibi
ulaşılamaz
yemediğin elma gibi
Irraggiungibile
lo era prima di quel passo
che dicevano avrebbe mosso
il mondo verso un altro mondo
e invece figlio mio
non è cambiato proprio niente
anzi ci han rubato il sogno
da una luna oggi diffidente
che è ancora troppo falsa
e per nulla
irraggiungibile
Ulaşılamaz
bu adımın önündeydim
kimin taşındığını söylediler
dünya başka bir dünyaya doğru
fakat bunun yerine, oğlum
hiçbir şey tamamen değişmedi
aslında, rüyalarımızı çaldılar
bugün güvensiz bir aydan
hâlâ çok sahte olan
ve hiçbir şeyin yanında
ulaşılamaz
E adesso figlio mio
che non è cambiato niente
adesso figlio mio
che anche la luna oggi è diffidente
e ci guarda con sospetto
e resta
irraggiungibile
Ve şimdi, oğlum
hiçbir şey değişmedi
şimdi, oğlum
ayın da bugün güvensiz olduğunu
ve şüphesiyle bize bakıyor
ve kalır
ulaşılamaz