Across the plain
flew the lone grey rider
Düzlüğün karşısında yalnız gri sürücü uçtu
Leather bag
pounding on his back
Arkasında sürüklenen deri çanta
Above the clouds the moon
was climbing higher
Bulutların üzerinde ay yükseklere tırmanıyordu
A pack of wolves wanted
their money back
Kurt sürüsü paralarını geri istedi
With folded arms
the chief stood watching
Kıvrık kollarla şef izlerken durdu
Painted braves
slipped down the hill
Boyalı cesurlar tepeden kaydı
In his ears
the spirit talking
Kulaklarında tuh konuşuyordu
As they closed in
For an easy kill
İçeri kapandıklarında kolay öldürme için
At the house
the door was wide open
Evde kapı kocaman açıktı
Wind blew
curtains off the rod
Rüzgar perdelerden esti
She was waiting and hoping
She was praying to her god
Bekliyordu ve umuyordu, tanrıya dua ediyordu
He was luckier than most men
Çoğu adamdan şanslıydı
He was barely in his prime
Neredeyse öndeydi
As she stood there
in the doorway
Kağı eşiğinde durdu
Her long dress flowing
Uzun elbisesi uçuyordu
Would he make it this time
Zamanını yapardı
[solo]
Over the hill
in the big green country
Büyük yeşil ülkenin tepelerdinde
That's the place where
the cancer cowboy rides
Kanserli kovboyun sürdüğü bir yer var
Pure as the driven snow
before it got him
Onu yakalamadan önce sürülmüş kar saftı
Sometimes I feel like
he's all right
Bazen iyi olduğunu hissediyorum
Sometimes I feel
like a piece of paper
Bazen bir parça kağıt gibi hissediyorum
Sometimes I feel
like my own name
Bazen kendi ismim gibi hissediyorum
Sometimes I feel
different later
Bazen sonra farklı hissediyorum
Sometimes I feel
I feel just the same
bazen sadece aynı hissediyorum
[solo]
Bu çeviri, ceviri.alternatifim.com'a aittir.