There's a high flyin' bird, flying way up in the sky
Yükseklerde uçan bir kuş var, gökyüzünde yükseklerde
And I wonder if she looks down, as she goes on by?
Hiç aşağı bakar mı merak ediyorum, geçip giderken
Well, she's flying so freely in the sky
Gökyüzünde öyle özgürce uçuyor ki
Lord, look at me here
Tanrım, bana bak
I'm rooted like a tree here
Ağaç gibi kök saldım burda
Got those sit-down can't cry
Oturmalarım var ağlayamıyorum
Oh Lord, gonna die blues
Oh tanrım üzüntüden ölücem
Now the sun it comes up and lights up the day
Güneş geliyor ve günü aydınlatıyor
And when he gets tired, Lord, he goes on down his way
Ve yorulduğunda, tanrım, yoluna devam ediyor
To the east and to the west he meets God every day
Doğuya ve batıya her gün tanrıyla buluşuyor
Lord, look at me here
Tanrım, bana bak
I'm rooted like a tree here
Ağaç gibi kök saldım burda
Got those sit-down can't cry
Oturmalarım var ağlayamıyorum
Oh Lord, gonna die blues
Oh tanrım üzüntüden ölücem
Now I had a woman
Kadınım vardı
Lord, she lived down by the mine
Tanrım, madenin yanında yaşardı
She ain't never seen the sun
Güneşi hiç görmemişti
Oh Lord, never stopped crying
Oh tanrım, ağlamayı kesmedi
Then one day my woman up and died
Bir gün kadınım uyandı ve öldü
Lord, she up and died now
Tanrım ölü artık
Oh Lord, she up and died now
Tanrım ölü artık
She wanted to die and the only way to fly is die, die, die
Ölmek istedi ve uçmanın tek yolu ölmekti
There's a high flyin' bird, flying way up in the sky
Yükseklerde uçan bir kuş var, gökyüzünde yükseklerde
And I wonder if she looks down, as she goes on by?
Hiç aşağı bakar mı merak ediyorum, geçip giderken
Well, she's flying so freely in the sky
Gökyüzünde öyle özgürce uçuyor ki
Lord, look at me here
Tanrım, bana bak
I'm rooted like a tree here
Ağaç gibi kök saldım burda
Got those sit-down can't cry
Oturmalarım var ağlayamıyorum
Oh Lord, gonna die blues
Oh tanrım üzüntüden ölücem
Got those sit-down can't cry
Oturmalarım var ağlayamıyorum
Oh Lord, gonna die blues
Oh tanrım üzüntüden ölücem