were soaring,flying(süzüliyoruz,ucuyoruz)
theres not a star in heaven that we cant reach (hicbir yıldız yok gokyuzunde erısemeyecıgımız)
if were trying (eger denersek)
so were breaking free ( bu yuzden kendımız serbest bıraktık)
you know the world can see us,(dunya bızı farklı gorur )
in a way thats different than who we are(gercek kımlıgımızden cok farklı)
creating space between us,(aramıza bosluklar koyar)
til were seperate hearts (kalplerımızı ayırmaya calısır)
(both)
but your faith it gives me strength (ama senın ınancın bana guc verıyor)
,strength to believe
Chorus
were breaking free(kendımız serbest bıraktık)
were soaring,flying(suzuluoruz ucuyoruz)
theres not a star in heaven that we cant reach (hic bi yıldız yok gokyuzunde erısemecegımız )
if were trying ( eger denersek)
yeah were breaking free(evet kendımı serest bıraktık)
oh were breaking
can you feel it the building a wave the ocean just cant control
(hissedebiliyormusun bir dalga daha gelıyor okyanusun kontrl edemedıgı)
conected by a feeling(duyguları birbirine baglıyor)
OH,
with our very souls,(ruhlarımızla beraber)
rising til it lifts us up (bizi yuksege kaldırıyor)
so everyone can see (herkesı gorebilioruz)
(chorus)
were breaking free,(kendımız serbest bıraktık)
were soaring,flying(suzuluyoruz,ucuyoruz)
theres not a star in heaven that we cant reach (hıc bır yıldız yok gokyuzunde erısemeyecegımız)
if were trying (eger denersek)
yeah were breaking free (evet kendımız serbest bıraktık)
running,climbing (koşuyoruz ,tırmanıyoruz)
get to the place
to be what we can BE
nows the TIME (şimdi tam zamanı )
so were breaking free (kenmızı serbest bırakmanın)
more than hope more than fait (daha fazla ummak daha fazla ınanmak)
this is truth this is faith (bu gercek ,bu ınanc)
and together we see it coming (ve beraber goruyoruz )
more than you,(senden ote)
more than me (benden ote )
not a want but a need both of us (istek deıl bu ama her ıkisnede ıhtyacımız yok)
BREAKING FREE (kendımız serbest bıraktık)
soaring,(süzülüyoruz)
flying(ucuyoruz)
theres not a star in heaven that we cant REACH (hıc bı yıldız yok gokyuzunde erısemeyecegımız)
if were trying (eger denersek)
yeah were breaking free ( evet kendımızı serbest bıraktık)
were running OH (kosuyoruz OH)
climbing to get to the (tırmanıyoruz ,'
place to be all that we can be- tum yasadıgımız yerlere )
nows the time (şimdi tam zamanı )
so were BREAKING free(kendımızı serbest bırakmanın )
you know the world can SEE us (dunya bızı farklı gorur )
in a way thats different then who we ARE (gercek kımlıgımızden cok farklı')