She puts her pen to paper
Kalemini kağıdın üzerine koydu
Lines across their hearts
Kalpleri çizgilerin karşısında
You did it all to raise her
Onu yükseltmek için herşeyi yaptın
You left her standing in the dark
Onu karanlıkta bıraktın
This time she's praying for silence
Şimdi o sessizlik için dua ediyor
Hoping that you would understand
Anlamanı umuyor
She's just building these roadworks
Sadece koşu antremanı yapıyor
So it's clearer when it'll end
Yani bittiğinde daha net (olacak)
You can't still own what you let go
Gitmesine izin vermezsen kendin olamazsın
What don't you understand?
Neden anlamıyorsun?
Tough luck I said I'd be here in a month but you waited too
Zor şanş, Söyledim bir aydır burada olduğumu, sende bekledin
Only coming back 'round because you heard I was with someone new
Fakat bana geri geliyorsun çünkü yeni biriyle beraberim
And I was waiting here to you came back
Ve burada senin geri gelmeni beklemiştim
My heart was bleeding black
Kalbim siyah kanıyordu
It's tough luck that I'm giving you, it's tough luck on you
Bu sana verdiğim zor şanş, sana zor şansı verdim
He asked a question, she answers
O bir soru sordu, o cevapladı
He made a crossword spelling guilt
Yaptığı bulmaca şuçluluğunu heceliyor
Empty boxes filled with chances
Boş kutular şanslarla dolduruldu
But you just can't leave the rose to wilt
Ama sen sadece gülün solmasına izin veremedin
You can't still own what you let go
Gitmesine izin vermezsen kendin olamazsın
What don't you understand?
Neden anlamıyorsun?