Pour bien commencer ma petite journée
Günüme iyi başlamak
Et me réveiller moi j'ai pris un café
Ve uyanmak için bir kahve içtim
Un Arabica noir et bien corsé
Siyah ve çok etkili bir arabika kahvesi
J'enfile ma parka, ça y est je peux y aller
Parkamı giyiyorum, oldu, gidebilirim
"Où est-ce que tu vas?" Me crie mon aimée
'Nereye gidiyorsun ?' diye sesleniyor sevgilim
"Prenons un caoua, je viens de me lever"
'Bir kahve içelim,ben de yeni kalktım
Étant en avance et un peu forcé
Erkenci olduğumdan ve biraz da zorla
Je change de sens et reprend un café
Yönümü değiştiriyor ve yeniden bir kahve içiyorum
À huit heure moins le quart, faut bien avouer
Saat 8'e çeyrek var,itiraf etmek gerekir ki
Les bureaux sont vides on pourrait s'ennuyer
Bürolar boş durumda ve canımız sıkılabilir
Mais je reste calme, je sais m'adapter
Ama ben sakin duruyorum,kendimi alıştırmayı biliyorum
Le temps qu'ils arrivent j'ai le temps pour un café
Onlar gelmeden önce bir kahve için zamanım var
La journée s'emballe tout le monde peut bosser
Gün çok hızlı ilerliyor,en azından kahve molası
Au moins jusqu'à l'heure de la pause café
Vaktine kadar herkes çok çalışabilir
Ma secrétaire rentre : "Fort comme vous l'aimez"
Sekreterim giriyor :'sevdiğiniz gibi sert bir kahve
Ah mince je viens d'en prendre, mais maintenant qu'il est fait...
Hay Allah ! az önce içtim ama şimdi bu da hazırlanmış…
Un repas d'affaire tout près du sentier
Yola çok yakın bir yerde bir iş yemeği
Il fait un temps superbe mais je me sens stressé
Hava çok güzel ama kendimi stresli hissediyorum
Mes collègues se marrent "Détend-toi René !"
Meslektaşlarım eğleniyorlar 'sakin ol René !
"Prend un bon cigare et un p'tit café !"
İyi bir puro ve az bir kahve al
Une fois finis, mes collègues crevés
Bir defasında işi bitirdik,meslektaşlarım çok yorgun
Appellent un taxi, mais moi j'ai envie de sauter
Taksi çağırıyorlar ama canım zıplamak istiyor
Je fais tout Paris puis je vois un troquet
Tüm Paris'i dolaşıyorum sonra küçük bir kahvehane görüyorum
J'commande un déca mais re-caféiné
Kafeinsiz ama sonradan kafein katılmış bir kahve ısmarladım
J'arrive au bureau, ma secrétaire me fait:
Büroya varıyorum.sekreterim bana diyor:
"Vous êtes un peu en retard je me suis inquiétée!"
'Biraz geç kaldınız,ben endişelendim
Je la jette par la fenêtre elle l'avait bien cherché
Onu pencereden atıyorum,o bunu çok istemişti
T'façon faut qu'je rentre, mais avant ... un café
Ne olursa olsun eve dönmem gerek ama önce bir kahve
Attendant le métro je me fait agresser
Metroyu beklerken saldırıya uğruyorum
Une p'tite vieille me dit:"Vous avez l'heure s'il vous plaît?"
Yaşlı bir kadın bana diyor :'saatiniz var mı efendim ?'
J'lui casse la tête et j'la pousse sur le quai
Onun kafasını kırıyor ve perona itiyorum
Je file à la maison et j'me sert un ... devinez
Eve gidiyorum ve kendime bir…alıyorum,tahmin edin
"Papa mon papa! En classe je suis premier!"
'Baba babacığım ! ben sınıfta birinci oldum
Putain, mais quoi? Tu vas arrêter de me faire chier!
Ne var ? kaltak ! Canımı sıkmaya bir son ver !
Mais qu'il est con ce gosse et en plus il se met à chialer!
Bu çocuk ne kadar aptal ve dahası ağlamaya başlıyor
Je m'enferme dans la cuisine il reste un peu de café
Kendimi mutfağa kapatıyorum,biraz kahve kalıyor
Ça fait quelques jours que je suis enfermé
Birkaç günden beri ben hapsedilmişim
J'suis seul dans ma cuisine et je bois du café
Mutfağımda tek başımayım ve kahve içiyorum
Il faudra bien qu'je dorme, les flics vont m'choper
Uyumam gerekecek,polisler beni yakalayacaklar
Alors je cloue les portes et je reprends du café
O halde kapıları çiviliyor ve tekrar kahve içiyorum
Çeviren : Ahmet Kadı