Written in these walls are the stories that I can't explain
Bu duvarlara anlayamadığım hikayeler yazılmış
I leave my heart open but it stays right here empty for days
Kalbimi açık bırakıyorum fakat günlerdir boşta duruyor
She told me in the morning she don't feel the same about us in her bones
Bu sabah, bana eskisi gibi hissetmediğini söyledi
It seems to me that when I die these words will be written on my stone
O sözler bana mezartaşımda yazacak olan şeyler gibi geldi
And I'll be gone gone tonight
Ve bu gece gitmiş olacağım
The ground beneath my feet is open wide
Üzerinde durduğum toprak parçası tamamen açık
The way that I been holdin' on too tight
Çok sıkı tutunduğum şekilde
With nothing in between
Arada hiçbir şey olamadan
The story of my life I take her home
Hayat hikayem, onu eve götürdüm
I drive all night to keep her warm and time is frozen
Bütün gece onu canlı tutabilmek için sürdüm ve zaman donmuştu
The story of my life I give her hope
Hayat hikayem, ona umut verdim
I spend her love until she's broke inside
Aşkını o içten içe kırılana dek harcadım
The story of my life
Hayat hikayem
Written on these walls are the colors that I can't change
Bu duvarlar değiştiremediğim renklerle boyanmış
Leave my heart open but it stays right here in its cage
Kalbimi açık bırakıyorum fakat tam burada kafesin içinde duruyor
And I'll be gone gone tonight
Ve bu gece gitmiş olacağım
The fire beneath my feet is burning bright
Ayaklarımın altındaki ateş çok fena yanıyor
The way that I been holdin' on so tight
Çok sıkı tutunduğum şekilde
With nothing in between
Arada hiçbir şey olmadan
The story of my life I take her home
Hayat hikayem, onu eve götürdüm
I drive all night to keep her warm and time is frozen
Bütün gece onu canlı tutabilmek için sürdüm ve zaman donmuştu
The story of my life I give her hope
Hayat hikayem, ona umut verdim
I spend her love until she's broke inside
Aşkını o içten içe kırılana dek harcadım
The story of my life
Hayat hikayem
And I been waiting for this time to come around
Ve bu anın gelmesini uzun süredir bekliyordum
But baby running after you is like chasing the clouds
Ama bebeğim senin ardından koşmak bulutları takip etmek gibi
The story of my life I take her home
Hayat hikayem, onu eve götürdüm
I drive all night to keep her warm and time is frozen
Bütün gece onu canlı tutabilmek için sürdüm ve zaman donmuştu
The story of my life I give her hope (give her hope)
Hayat hikayem, ona umut verdim (umut verdim)
I spend her love until she's broke inside (until she's broke inside)
Aşkını o içten içe kırılana dek harcadım (içten içe kırılana dek)
The story of my life
Hayat hikayem
The story of my life
Hayat hikayem