White summer.
(Beyaz yaz)
So far I have gone to see you again.
(Çok uzağa,seni yeniden görmeye gittim )
Hiding your face in the palm of your hands.
(Avuçlarının içinde yüzünü gizliyorsun)
Finding solace in the words I do despise.
(Hor gördüğüm sözlerde teselli buluyorsun)
You snatch at every sound.
(Her sesi anlamaya çalışıyorsun)
And even though you believe that I am shackled within death,
(Ve ölüm ile zincirlendiğime inansan da)
memories are tainted with paleness.
(Anılar donukluk ile lekelendi)
Crestfallen still.
(Kırgın hala)
Those eyes... empty like a barren well.
(O gözler... boş , susuz bir kuyu gibi)
It was the only task I would undertake.
(Üstlenmek istediğim tek vazifeydi bu)
To reap the harvest that was mine.
(Benim olan hasadı biçmek için)
The seed that had sprung into a florid meadow,
(Süslü bir çayır içinde çatlamış olan tohum)
and left me helpless in your embrace.
(Ve beni yardımsız bıraktın kucağında)
The bond we never spoke of, once stark and enticing,
(hiç sözünü etmediğimiz bağ, bir zamanlar şiddetli ve kışkırtıcı)
now slowly smoldering to dust.
(Şimdi yavaşça için için yanıyor toz oluncaya kadar)
The celestial touch, from grey to black.
(Griden siyaha uzanan, ilahi dokunuş)
A fathomless void enclosing
(Örümcek ağları altındaki yazılmamış sırları)
Unwritten secrets beneath the cobwebs.
Çevreleyen dipsiz bir boşluk
I can not endure.
(Katlanamam)
And so I rose from my sleep.
(Ve böyle uykumdan kalktım)
The moon turned away its face.
(Ay yüzünü geri çevirdi)
Overture of the long, black night begins...
(Uzun,karanlık gecenin giriş müziği başlar...)
something you said: "Eerie circles upon the waters".
(Bir şey söyledin: "Sulardaki ürkütücü daireler)
Until now we have shared the same aura.
(Şimdiye kadar aynı havayı paylaştık)
My ashes within your hands.
(Küllerim avuçlarında)
My breath in the sepulchral mound.
(Nefesim mezar gibi tümseklerde)
You know that your night is my day.
(Bilirsin senin gecen gündüzümdür.)
The final spark that blew life into me,
(içime hayat üfleyen son kıvılcım)
the DEMON OF THE FALL.
(Düşüşün İblisi)
Çeviren:Şafak Yalçın