When
Red sun rising somewhere through the dense fog.
The portrait of the jaded dawn who had seen it all before.
This day wept on my shoulders.
Still the same as yesterday.
This path seems endless, body is numb.
The soul has lost its flame.
Walking in familiar traces to find my way back home.
So there i was.
Within the sobriety of the immortals.
A semblance of supernatural winds passing through.
The garden sighs, flowers die.
The gate was closed that day, but i was bound to carry on.
She could not see me through the windows.
In dismay, strangest twist upon her lips.
Graven face, she said my name.
Once inside i heard whispers in the parlour.
The gilded faces grin, aware of my final demise.
And i cried, i knew she had lied.
Her obsession had died, it had died.
When can i take you from this place?
When is the word but a sigh?
When is death our lone beholder?
When do we walk the final steps?
When can we scream instead of whisper?
When is the new beginning,
The end of this sad madrigal.
4. madrigal
[instrumental]
Our abode 'mongst the stars is waiting,
Long enough for our last breath of life.
You stare at nothing, right through me,
At times resembling the devil's concubine.
And me, i am the idol that would long
To caress our eyes until they would open no more.
I would comfort you if i only could,
But as we all know by now... i am just thin air.
Unaware as you are of my presence,
You are losing yourself.
Hiding within the amen corner.
Ne Zaman
Kızıl güneş doğuyor bir yerde yoğun sisin içinden
Yorgun şafağın portresi bunu çoktan görmüş olan
Bu gün yağdı omuzlarıma
Hala dün gibi aynı
Bu yol sonsuz görünür,vücut hissizdir
Ruh alevini kaybetmiştir
Evime dönmeye çalışıyordum tanıdık izlerden yürürken
İşte oradaydım
Ölümsüzlerin ağırbaşlılığı içinde
Doğaüstü rüzgarların bir sureti eser
Bahçe iç çeker,çiçekler vefat eder
Kapı o gün kapalıydı,ama ben devam etmeliydim
O göremiyordu beni pencerinin içinden
Umutsuzluk içinde,en garip cilve dudaklarındaki
Oyma surat,taktı adımı o
Bir kere salondaki fısıltıları duydum mu
Yaldızlı yüz sırıttı,son ölümümden haberdar olarak
Ve haykırdım,yalan söylediğini biliyordum
Saplantısı ölmüştü,ölmüştü
Ne zaman gotürebilirim seni buradan?
Ne zaman bir söz bir iç çekiştir?
Ne zaman ölüm yalnız izleyicimizdir?
Ne zaman çıkarız son basamakları?
Ne zaman fısıldamak yerine çığlık atarız?
Ne zaman yeni bir başlangıç,
Bu kederli gazelin sonu?