This story began before I was born
A childless woman cried sadly at home
Her maid gave birth to a child of her own
My father felt joy yet he was torn
A conflict began one day at dawn
The maid took your hand and you were gone
To the desert you left, towards the unknown
I reckon you were so alone
God will hear you oh, my blood
For the years you roamed in dirt and mud
Forsaken like a nomad, deserted in the flood
Forgive me, brother
You did nothing wrong and took all the shame
I suffered myself, yet I am to blame
The lord blessed us both, but we still fight and claim
That kid on the mountain, - what was his name?
Brother hear my plea tonight
I grew tired from these endless years of (Our) fight
From a tiny corner stone we may build our realm of light
Please hear me, brother...
Hikaye ben doğmadan önce başlamıştı..
Çocuğu olmayan bir kadın ağlıyordu evinde..
Hizmetçisi kendi çocuğunu doğurmuştu..
Babam mutlu hissediyordu fakat yine de hüzünlüydü..
Anlaşmazlıklar başladı bir günün şafağında..
Hizmetçi senin elinden tuttuğunda, sen gitmiştin..
Gitmiştin uzaklara, bilinmeyen çöllere..
Sanıyorum ki çok yalnızsın..
Tanrı seni duyacak.. kan kardeşim..
Tüm o kirin ve çamurun içinde çektiklerin için..
Sular altında kalmış yalnız bir göçebe gibi..
Affet beni, kardeşim..
Yanlış bir şey yapmadığın halde tüm suçu üstlendin..
Ben cezamı çektim, ama hala suçlu olan benim..
Tanrı ikimizi de yarattı, fakat biz hala savaşıyoruz ve fazlasını istiyoruz..
O dağdaki çocuk, neydi onun adı?
Yalvarışımı duy bu gece..
Yoruldum bu sonsuz savaşlarımız yüzünden..
Ufak bir temel ile kendi dünyamızı kurabiliriz..
Lütfen duy beni..