A man of borderlines plows,
the land near the riverbanks.
He comes and goes and plows,
five drains in one hour.
He comes and goes and seeds,
forty kilos* of seeds.
A bird flies close and sits
onto his wooden plough.
Comes round and settles
onto his wooden plough's center.
-Go away bird, go away,
don't you eat the ploughman's stick.
And the bird chirped,
in a human voice.
My man of borderlines, why d' you sit and stay,
why d' you stand and await?
They ruined your home,
they took your wife.
Onto your finest horse
they put a saddle and ride on.
And the rest of them,
stand aside and neigh.
The man of borderlines got furious
The man of borderlines enraged.
Akritas tarlasını sürüyor
Dere kıyısındaki
Gidiyor, geliyor ve sürüyor
Bir saatte beş sıra bitiriyor
Gidiyor, geliyor ve ekiyor
Kırk kilo tohum
Bir kuş uçuyor ve konuyor
Odun sabanının üstüne
Dolanıyor ve konuyor
Odun sabanın ortasına
Git kuş, uzaklaş buradan
Yeme çiftçinin sopasını
Ve kuş ötmeye başlıyor
Bir insan sesiyle
Ey Akritas, niye oturmuş bekliyorsun
Niye oturmuş bekliyorsun?
Evini yıktılar
Karını aldılar
En iyi atına
Semer vurup gittiler
Diğer atların kenarda duruyor
Öylece kişniyor
Akritas öfkelendi
Akritas deliye döndü