I got a lot to say to you
(sana söyleyecek çok şeyim var)
Yeah I got a lot to say
(evet söyleyecek çok şey)
I noticed your eyes are always glued to me
(gözlerinin hep bana yapıştırıldığını farkettim)
Keeping them here and it makes no sense at all
(onları burada tutuyorsun ve bunun anlamı yok)
They taped over your mouth
(ağzını bantladılar)
Scribbled out the truth with their lies
(gerçek onların yalanlarıyla karalandı)
Your little spies
(senin küçük casusların)
They taped over your mouth
(ağzını bantladılar)
Scribbled out the truth with their lies
(gerçek onların yalanlarıyla karalandı)
Your little spies
(senin küçük casusların)
Crush...Crush...Crush..
(sıkıştır... sıkıştır... sıkıştır..)
Crush, crush (1,2,3,4!!!)
(sıkıştır sıkıştır 1,2,3,4)
Nothing compares to a quiet evening alone
(hiçbirşey sessiz, yanlız bir akşamla kıyaslanamaz)
Just the one two I was counting on
(sadece bir iki diye sayıyordum)
That never happens, I guess I'm dreaming again
(bu asla olmaz, sanırım yine hayal kuruyorum)
Let's be more than this
(hadi bundan daha fazlası olsun)
If you wanna play it like a game
(eğer bunu bir oyun gibi oynamak istiyorsan)
Well
(iyi)
Come on, come on let's play
(gel, gel hadi oynayalım)
Cause I'd rather waste my life pretending than have to forget you for one whole minute
(bütün dakikalarımda seni unutmaktansa hayatımı rol yapmaya harcamama neden oldun)
They taped over your mouth
(ağzını bantladılar)
Scribbled out the truth with their lies
(gerçek onların yalanlarıyla karalandı)
Your little spies
(küçük casusların)
They taped over your mouth
(ağzını bantladılar)
Scribbled out the truth with their lies
(gerçek onların yalanlarıyla karalandı)
Your little spies
(senin küçük casusların)
Crush...Crush...Crush...
(sıkıştır... sıkıştır... sıkıştır...)
Crush, crush (1,2,3,4!!!)
(sıkıştır, sıkıştır 1,2,3,4)
Nothing compares to a quiet evening alone
(hiçbirşey sessiz, yanlız bir akşamla kıyaslanamaz)
Just the one two I was counting on
(sadece bir, iki diye sayıyordum)
That never happens, I guess I'm dreaming again
(bu asla olmaz, sanırım yine hayal kuruyorum)
Let's be more than this now
(hadi bundan daha fazlası olsun)
Rock and roll baby, don't you know that we're all alone now, I need something to sing about
(rock and roll bebek, şimdi tamamen yanlız oldumuzu bilmiyor musun?)
Rock and roll honey, (hey) don't you know baby we're all alone now,
(rock and roll tatlım, şimdi tamamen yanlız olduğumuzun bilmiyor musun bebek?)
I need something to sing about
(hakkında şarkı söyleyecek şeylere ihtiyacım var)
Rock and roll honey, (hey) don't you know baby we're all alone now,
(rock end roll tatlım şimdi tamamen yanlız olduğumuzu bilmiyor musun bebek?)
Give me something to sing about
(bana hakkında şarkı söyleyeceğim şeyler ver)
Nothing compares to a quiet evening alone
(hiçbirşey sessiz, yanlız bir akşamla kıyaslanamaz)
Just the one two I was counting on
(sadece bir iki diye sayıyordum)
That never happens, I guess I'm dreaming again
(bu asla olmaz, sanırım yine hayal kuruyorum
Let's be more than, no
(daha fazlası olsun, hayır)
Nothing compares to a quiet evening alone
(hiçbirşey sessiz, yanlız bir akşamla kıyaslanamaz)
Just the one two I was counting on
(sadece bir iki diye sayıyordum)
That never happens, I guess I'm dreaming again
(bu asla olmaz, sanırım yine hayal kuruyorum
Let's be more than, more than this
(daha fazlası olsun, bundan daha fazlası)