She's a whistle on the wind
O; rüzgardaki ıslık sesi
A feather on the breeze
Esintideki tüy
A ripple on the stream
Nehirdeki dalga
She is sunlight on the sea
O; denize vuran güneş ışığı
She's a soft summer rain
O; hafif yaz yağmuru
Falling gently through the trees
Ağaçların arasından yavaşça düşen
And I love her
Ve ben onu seviyorum
She's cunning as a fox
O; bir tilki kadar kurnaz
Clever as a crow
Karga kadar zeki
Solid as a rock
Taş kadar sert
She is stubborn as a stone
O bir kaya gibi inatçı
Shes a hardheaded woman
O zor bir kadın
And the best one that I know
Ve tanıdığım en iyisi
And I love her
Ve ben onu seviyorum
Yeah well I love her
Evet işte ben onu seviyorum
She's as new as the springtime,
O, ilkbahar kadar yeni
Strong as autumn blows
Sonbahar rüzgarları kadar güçlü
Warm as the summer
Yaz kadar sıcak
And soft as the snow
Ve kar kadar yumuşak
She's a thousand miles from here
O burdan binlerce kilometre uzakta
But she's everywhere I go
Ama o; gittiğim her yerde.
Cuz I love her
Çünkü onu seviyorum
She loves me like a woman
O, beni bir kadın gibi seviyor
She looks like a lady
O, bir hanımefendi gibi görünüyor
She laughs like a child
O, bir çocuk gibi gülüyor
And cries like a baby
Ve bir bebek gibi ağlıyor
I think that maybe she's the one that's gonna save me
Düşünüyorum da belki de beni kurtaracak olan kişi odur.